Kalp sağlığında genetik faktörün önemli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Seyfeli, şunları söyledi:
“Kalp damar hastalıkları tüm dünyada bir numaralı ölüm sebebidir. Ülkemizde de her yıl yaklaşık 200-250 bin insanımızı bu hastalıklardan kaybediyoruz. Tüm hastalıklarda olduğu gibi kalp hastalıklarında da hasta olduktan sonra değil, olmadan önce önlem almak çok önemli. Kardiyovasküler risk faktörlerini azalttığımızda, kalp krizi ve kalp hastalığına yakalanma riskimizi yüzde 50’ye yakın düşürebiliyoruz. Örneğin, sigarayı bıraktığımızda ilk 1-2 yıl içinde sigaraya bağlı kalp krizi riski yarı yarıya azalıyor. Bu etkiyi hiçbir ilaçla sağlayamıyoruz.”
Yaş, genetik faktörler, hipertansiyon, şeker hastalığı, yüksek kolesterol, obezite, hareketsiz yaşam, sağlıksız beslenme ve stresin kalp sağlığını olumsuz etkilediğini belirten Prof. Dr. Seyfeli, “Son yıllarda pandemi ile birlikte kalp krizlerinin 40 yaş altına indiğini görüyoruz. Ailesinde genç yaşta kalp krizi geçiren kişilerin daha dikkatli olması gerekiyor” dedi.
Dengeli beslenme ve egzersizin önemine de değinen Prof. Dr. Seyfeli, “Haftada en az 150 dakika egzersiz yapılmalı. Mümkünse bisiklet, yüzme, tempolu yürüyüş gibi aerobik egzersizler tercih edilmeli. Egzersizler sırasında kalp hızını yüzde 70-75 artırmak önemli. Ayrıca rafine edilmiş, işlenmiş, yağ ve tuz oranı yüksek gıdalardan uzak durmak, şekerli yiyecekleri azaltmak gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Seyfeli, kontrollerin de hayati önem taşıdığını belirterek, “40 yaşından sonra yılda en az bir kez kardiyolojik muayene yapılmalı. Ailesinde erken yaşta kalp hastalığı bulunanların ise 30 yaşından itibaren kontrollerini yaptırması gerekiyor. Efor testi, ekokardiyografi gibi rutin yöntemlerin yanı sıra sanal anjiyografi de son yıllarda sıkça kullanılmakta ve yüzde 90-95 doğruluk oranıyla damar sağlığını gösterebilmektedir” dedi.
Seyfeli, son olarak, “Dengeli beslenme, egzersiz, stres kontrolü, sigara ve alkolden uzak durma, kan şekeri, tansiyon ve kolesterolün düzenli kontrolü ile kalp hastalıklarının büyük oranda önlenebileceğini düşünüyorum” diye konuştu.





