FUE Saç ekim merkezi işletme sahibi Yaşar Aynebek Şanlıurfa Gazetesine yaptığı açıklamada; Saçlarında açıklık olan kişiler için, enseden saç alınır ön tarafa doğru nakledilir. Saçı ektikten 3 ay sonra çıkmaya başlar, 6 aya kadar uzar sonrasında dökülmeyecek kalıcı bir saçtır. Gelen arkadaşlarımıza ekimden önce bir analiz yapıyoruz, analiz yapıldıktan sonra hastalara sigara, alkol, herhangi bir ilaç yasaktır. Eğer kişide tansiyon vb. rahatsızlık varsa ona göre önlemimizi alıp hastalara gereken bilgiyi sunuyoruz. Saç ekimi sonrasında 4 ila 5 gün sırt üstü yatılacak, ekilen saçın herhangi bir yere değmemesi, temas etmemesi lazım. Saç ekiminin yaşı 18 yaşında başlar, 18 yaşından itibaren 65 yaşına kadar herkes yaptırabilir. Yeter ki kişide kalp, kanser gibi rahatsızlıklar olmasın. Onun haricinde herkes yaptırabilir. Tabi öncelikle ekim yaptıracak olan kardeşlerimizi iş yerimize davet ediyoruz ekim öncesinde, geldikten sonra kişiyi hastaneye götürüp tahlil yaptırıyoruz. Saç ekim operasyonun başarılı bir şekilde olması için öncelikle kulak arkasındaki çemberden, çelik çemberden greaft alınan çok kuvvetli olması lazım. Ve insanın saç ekilecek bölge alanı ne kadar dar olursa saç ekimi o kadar sık olur, şayet açıklık çok olursa, alacağın greft sayısı düşük olursa en azından 8 ay seansa gelinmesi gerekiyor. Şuan da herkes saç ekimi yapıyor, önceden kimse bilmiyordu, yaygın değildi ama şuan da her aileden biri saç ekim yapıyor. Saç ekimini herkese tavsiye ediyoruz, ben kendim bile saç ektirdim, ben o sıkıntıyı yaşadığım için biliyorum saç gerçekten çok önemlidir. İnsanlar saç ekimi yapmadan önce iyice araştırsınlar, tecrübesi olan yerde yaptırsınlar. Dedi.

Saç ekiminin tarihçesi ; Binlerce yıldır çözümü istenen bir sorun: saç dökülmesi. Saç dökülme sorunu için bilinen en eski çözüm, Mısır"da 3500 yıl önce keşfedildi. Haşlanmış timsah, kedi ve kiraz kılı ile; su aygırı yağından oluşuyordu. Saç ekimi çağının modern dönemi, New Yorklu dermatolog Norman Orentreich'in çalışmaları ile 1950"lerin sonlarına doğru başladı. Erkek tipi kelliklere sahip hastalardaki saçsız bölgelere ücretsiz donör greftleri denenmesinden önce; nakledilen saçların, "alıcı" bölgedeki orijinal tüylerden daha fazla gelişeceği düşünülüyordu. Orentreich, tedavinin saç geliştirici ve kalıcı olduğunu kanıtlamakta kararlıydı. Sonraki 20 yılda cerrahlar daha küçük greftleri nakletmeye çalıştı ancak kesin sonuçlara ulaşıldığı söylenemezdi. 1980"lerde Amerika"da binlerce mikro-greft tek bir oturumda kullanılmaya başlandı. 2000'li yılların başında "lateral slit" tekniğinin uygulanması, saç nakli cerrahlarının 2 ila 4 saç foliküler ünite greftlerini yönlendirmelerini sağladı ve böylece greftler saçlı derinin yüzeyine yayılabiliyordu. Bu sayede nakledilen saçlar, kafa derisinde kel bölgeleri daha iyi kapatmaya başladı.

1987 yılında ilk modern laparoskopik cerrahi ile gelişmeye başlayan robotik teknoloji, safra kesesi ameliyatı ile başladı. NASA Araştırma Merkezi desteği ile geliştirildi, ABD Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) ise “Da Vinci” Robotik Sistemini (Intuitive Surgical Inc., Sunnyvale, CA) 2000 yılında genel cerrahide kullanılması için onayladı. Bu tarihten itibaren dünya genelinde 2 milyondan fazla ameliyatta kullanılan yöntem; günümüzde üroloji, kalp damar, KBB, jinekoloji ve genel cerrahi ameliyatlarında başarıyla kullanılmaktadır. Halk arasında kapalı ya da kansız ameliyatlar olarak bilinen “laparoskopik ameliyatlar” kapsamında; fıtık, yemek borusu, mide, safra kesesi, karaciğer, pankreas, apandisit, ince bağırsak ve kalın bağırsağın birçok hastalığının yanı sıra böbrek, prostat ve mesane hastalıkları da günümüzde robotik cerrahi ile tedavi edilebiliyor.Sağlık sektöründe birçok operasyona öncülük eden robotik cerrahi, saç nakli tedavilerinde de başarılı sonuçlar sağladı. 2011 yılında saç naklinin geleceği Amerika"da FDA tarafından onaylandı.