Şanlıurfa Tarım ve Orman İl Müdürlüğü ekipleri, Akçakale ilçesi Büyüktaş Mahallesi’nde üreticiler İbrahim ve İmam Gören’in Alo Ziraat Doktoru hattına ilettiği sorunlar üzerine bağ ve nar bahçelerinde incelemelerde bulundu. Üreticiler, bağda gelişme olmadığı ve ürün alamadıkları; nar ağaçlarında ise sürekli bozulma, kokuşma ve çatlama yaşandığı yönünde şikâyette bulundu.
Yapılan kontrollerde bağda aşırı sulama ile yanlış bakım ve beslemeye bağlı gelişim geriliği, külleme hastalığı ve salkım güvesi emareleri tespit edildi. Nar bahçesinde ise harnup güvesi zararı, aşırı sulama, eksik ve yanlış bakım-besleme kaynaklı sorunlar gözlemlendi.
Ziraat Mühendisleri Nilüfer Sertkaya ve Mustafa Aksoy tarafından üreticilere uygun bakım ve besleme programı hazırlandı. Ayrıca budamanın doğru şekilde nasıl yapılacağı uygulamalı olarak gösterildi.
Üreticilere pH’ın önemi, sulama, gübreleme, budama ve ilaçlama konularında detaylı tavsiyelerde bulunularak verimliliğin artırılması için gerekli bilgilendirmeler yapıldı.
Bağlarda Salkım Güvesi Tehlikesi: Üreticiler Uyarıldı
Şanlıurfa’da bağcılık faaliyetlerini etkileyen zararlılardan Salkım güvesi (Lobesia botrana Den.-Schiff.) hakkında üreticiler bilgilendirildi. Bağlarda ciddi verim ve kalite kaybına neden olan bu zararlının biyolojisi, belirtileri ve mücadele yöntemleri konusunda detaylı açıklamalar yapıldı.
Kelebeğin kanat açıklığı 10–12 mm, boyu ise yaklaşık 6 mm’dir. Üst kanatlar gri zemin üzerinde gri-mavi, kahverengi, kızılımsı-sarı ve zeytin yeşili tonlarla mozaik desenlidir. Alt kanatlar parlak gri renkte olup sarı ve mavi pırıltılara sahiptir ve kenarları saçaklıdır. Erkeklerin vücut son kısmı ince ve uzun, dişilerin ise daha geniş ve yuvarlaktır.
Yumurtalar mercimek biçiminde olup çok küçüktür. Ortalama genişliği 0,5 mm, uzunluğu 0,7 mm’dir. İlk bırakıldığında soluk sarı–yeşil renkte ve şeffaf olan yumurtalar daha sonra sedef gibi bir parlaklık kazanır.
Larvalar yumurtadan 1 mm boyunda çıkar, olgun larvalar ise 9–10 mm’ye ulaşır. Gövde rengi sarımsı yeşil olup beslenmeye bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Baş kapsülü bal rengindedir. Rahatsız edildiğinde salgıladığı ince bir iplikle kendini aşağı doğru bırakır. Pupa öncesi dönemi, asmanın kabuk altı gibi gizli bölgelerde ördüğü beyaz kokon içinde hareketsiz geçirir. Pupa kahverengi renktedir.
Biyolojik dönemleri ve yayılımı
Zararlı kışı asma kabuklarının altında veya korunaklı bölgelerde pupa hâlinde geçirir. İlkbaharda sıcaklık ve nem koşullarının uygun hâle gelmesiyle kelebekler Mart–Mayıs aylarında görülmeye başlar. Gündüzleri hareketsiz duran kelebekler, akşam saatlerinde sıcaklığın 10°C’nin üzerine çıkmasıyla uçuşa geçer. Uçuş gece yarısına kadar sürebilir ve kelebekler birkaç yüz metre uzaklaşabilir.
Uygun sıcaklık 20–27°C, orantılı nem ise %40–70’tir. Bir dişi ortalama 60–70, uygun koşullarda 100’e yakın yumurta bırakabilir. Yumurtalardan 8–10 gün içinde larvalar çıkar. Birinci dölün gelişme süresi yaklaşık 35–40 gündür. Türkiye’de genellikle üç döl verir, ancak uygun iklim koşullarında dördüncü döl de görülebilir.
Bağlardaki zararşekilleri, Salkım güvesi larvaları bağda tomurcuk, çiçek, koruk ve olgun taneler üzerinde beslenerek zarara yol açar.
Tomurcuk ve çiçek döneminde larvalar, çiçek kılıflarını delerek iç kısımda beslenir. Saldıkları ipliklerle tomurcuk ve çiçekleri birbirine bağlayarak kümeler hâline getirir. Bu tomurcuk ve çiçeklerin dökülmesine ve ilerleyen dönemde salkımların seyrekleşmesine neden olur.
Koruk ve olgun tane döneminde larvalar tane içinde beslenir ve sık sık yer değiştirir. Olgun tanelerde bu geçişler daha fazla zarara yol açar. Hasarlı tanelerden akan şekerli sıvı, saprofit fungusların çoğalmasına neden olarak çürüme ve kokuşmayı artırır.
Uzmanlar, salkım güvesiyle mücadelede düzenli kontrollerin önemine dikkat çekerek üreticilere uygun zamanlı ilaçlama, doğru bakım ve besleme uygulamalarını aksatmamaları yö
Bağlarda Külleme Hastalığı Tehlikesi: Üreticiler Uyarıldı
Üzüm bağlarında ciddi verim kayıplarına yol açan külleme hastalığı, Vitaceae familyasına özgü obligat bir parazit fungal etmen tarafından oluşturuluyor. Fungusun eşeysiz formu Oidium tuckeri Berk. olarak biliniyor. Yetkililer, hastalığın doğru tanınması ve zamanında mücadele edilmesinin önemine dikkat çekti.
Hastalığın yaşam döngüsü ve yayılışı
Fungus kışı; tomurcuk pulları arasında, asma kabuklarında veya dökülen enfekteli yapraklar üzerinde kleistotesyum hâlinde geçiriyor. Tomurcuklar, vejetasyon döneminde oluşurken enfekte oluyor ve fungus yeni sezona kadar bu tomurcukların iç yüzeyinde dormant hâlde kalıyor. İlkbaharda su yürümesiyle birlikte tomurcuklar patladıktan kısa süre sonra aktifleşen fungus, gelişmekte olan sürgün ve yaprakları beyaz, tozlu bir miselyum tabakası ile kaplıyor. Bu yapı üzerinde oluşan konidiyumlar rüzgârla çevredeki diğer asmalara taşınıyor.
Belirtiler genellikle sürgünler 20–25 cm olduğunda fark ediliyor. Hastalığın gelişiminde en kritik faktör sıcaklık olup optimum gelişme aralığı 20–27°C olarak belirtiliyor. Nem ve güneş ışığının az olduğu kapalı havalar hastalığın yayılmasını artırıyor.
Belirtileri
Külleme hastalığı asmanın tüm yeşil aksamında; yaprak, sürgün, sap ve salkımlarda görülebiliyor.
Yapraklarda: Her iki yüzeyde de grimsi beyaz pudramsı bir tabaka oluşuyor. İlk belirtiler genç yapraklarda güç fark ediliyor. Zamanla yapraklar kalınlaşıyor, gevrekleşiyor ve kenarlardan içe doğru kıvrılıyor.
Salkım ve tanelerde: Erken dönemde enfekte olan taneler küçük kalıyor. Olgunlaşma öncesi enfeksiyonda ise tanelerde sap doğrultusunda çatlamalar meydana geliyor.
Sürgünlerde: Enfekteli bölgeler sürgün yeşilken siyaha yakın koyu kahverengi, kışın ise kırmızımsı kahverengi hâle geliyor.
Taneler, ben düşme dönemine kadar enfeksiyona açık durumda olduğundan hastalık kontrol edilmediğinde çok hızlı yayılabiliyor.
Önemli verim kayıpları
Külleme hastalığı Türkiye’nin tüm bağ bölgelerinde hemen her yıl görülüyor ve gerekli mücadele yapılmadığında %90’a varan ürün kaybına neden olabiliyor. Uzmanlar, hastalığın ilk belirtilerinin görülmesiyle birlikte üreticilerin düzenli kontroller yapması, doğru ilaçlama programlarını uygulaması ve kültürel önlemleri ihmal etmemesi gerektiğini vurguladı.