Türkiye'nin önemli turizm merkezlerinden biri olan Balıklıgöl Yerleşkesi, ara tatil nedeniyle büyük bir ziyaretçi akınına uğruyor. Hazreti İbrahim'in doğduğuna ve ateşe atıldığına inanılan tarihi mekan, eğitime verilen bir haftalık arayı fırsat bilen ziyaretçileri ağırlıyor.
Dünyanın "en büyük doğal akvaryumu" olarak bilinen ve inanç turizmi açısından önemli bir yere sahip olan bu mekan, Türkiye'nin farklı kentlerinden gelen misafirleri kabul ediyor.
Ziyaretçiler, Balıklıgöl Yerleşkesi'nde balıklara yem atıp bol bol hatıra fotoğrafı çektiriyor. Şanlıurfa'nın simgesi konumundaki bu tarihi alanda, tatilciler ve turistler keyifli anlar geçiriyor.
"Yoğunluktan Memnunuz"
Şanlıurfa Bölgesel Turist Rehberleri Odası Yönetim Kurulu Üyesi Müslüm Çoban, yaptığı açıklamada, turizmciler olarak bu yoğunluktan memnun olduklarını belirtti. Çoban, ziyaretçilerden planlı ve programlı hareket etmelerini istedi.
Çoban, şöyle devam etti:
"Misafirlerimizin gelmeden rezervasyonlarını yapmalarını istiyoruz. Şanlıurfa'da havanın serin olması dolayısıyla ciddi bir yoğunluk yaşanıyor. Misafirlerimizin bu serinlikte, bu güzellikte Şanlıurfa’ya bir an önce gelmelerini istiyoruz. Şu anda elimizdeki verilere göre kasım sonuna kadar yoğunluk görünüyor. Bazen özellikle hafta sonları otellerde yer bulamıyoruz. Bu yoğunluğun kasım ayı sonuna, hatta aralık ayına kadar sürmesini bekliyoruz."
"Harika Bir Atmosfer Var"
Muğla'dan ailesiyle kenti gezmeye gelen Dursun Bozdağ, "Daha önce de 2 kez geldim. Gerçekten Balıklıgöl'deki atmosfer harika, burayı çok seviyorum." dedi.
Konya'dan gelen Çiğdem Güler ise, ara tatili değerlendirmek istediklerini belirterek, "Buraları çok beğendik, insanlar sıcak kanlı. Bir dahaki sefere daha kalabalık gelmek isteriz." diye konuştu.
Peygamberler Şehri Şanlıurfa;
Musevi, Hıristiyan ve İslâm dinleri peygamlerlerinin atası olan Hz. İbrahim (A.S.) Şanlıurfa'da doğmuş, Nemrut ve Halkının taptığı putlarla mücâdele ettiği için burada ateşe atılmıştır. Lut Peygamber, amcası Hz. İbrahim'in ateşe atılmasını görmüş ve daha sonra Şanlıurfa'dan Sodom'a doğru yola çıkmıştır. İbrahim Peygamber'in torunu ve İsrailoğullarının atası Yakub Peygamber Harran'da evlenmiş, Eyyub Peygamber Şanlıurfa'da hastalık çekmiş ve Şanlıurfa'da vefat etmiştir. Hz. Eyyub'u arayan Elyasa' Peygamber O'nun yaşadığı Eyyub Nebi Köyü'ne kadar gelmiş, ancak kendisini göremeden orada vefat etmiştir. Şuayb Peygamber, Harran'a 37 km. mesafedeki Şuayb Şehri'nde yaşamış, Musa Peygamber, Şuayb Şehri yakınındaki Soğmatar'da Şuayb Peygamberle buluşmuştur. Bu nedenle Urfa'nın bir adı da "Peygamberler Şehri"dir. İsa Peygamber, Şanlıurfa'yı kutsadığına dair bir mektubunu ve yüzünü sildiği mendile çıkan mûcizevi portresini Şanlıurfa Kralı Abgar Ukkama'ya göndermiş, Hıristiyanlık devlet dini olarak dünyada ilk defa bu dönemde Şanlıurfa'da kabul gördü..
Mimarlik tarihi bu kadar eskilere dayanan Şanlıurfa, günümüzde de mimari eserlerinin zenginliği bakımından yurdumuzun önde gelen illeri arasında yer almakta ve bu özelliğinden dolayı "Müze Şehir" adıyla tanınmaktadır. Şehir merkezi yakınındaki "Göbeklitepe"de yapılan arkeolojik kazılarda, günümüzden 11.000 yıl öncesine tarihlenen dünyanın en eski tapınak kalıntılarının bulunmuş olması; Assur, Babil dönemlerinde ay, güneş ve gezegenlerin kutsal sayıldığı Pagan dininin tapınaklarının il sınırları içersindeki Harran ve Soğmatar'da yer alması, Musevi, Hıristiyan ve islam peygamberlerinin atası olan ibrahim Peygamber'in doğduğu, Yakub, Eyyub, Elyesa', Şu'ayb ve Musa peygamberlerin yaşadığı şehir olduğuna inanılmış olması, Urfa'ya "inançlar Diyarı" ve "Peygamberler Şehri" denilmesine sebep olmuştur.
Halil-ür Rahman Camii; Halil-ür Rahman Gölü'nün güneybatı köşesinde yer alan bu camii, medrese, mezarlık ve efsaneye göre Hz. İbrahim'in ateşe atıldığında düştüğü makamdan meydana gelmiş bir külliye halindedir.Camiin güneydoğu köşesine bitişik kare gövdeli kesme taş minarenin batı cephesindeki kitabede, Eyyûbiler'den Melik Eşref Muzafferüddin Musa'nın emriyle 1211 yılında yaptırıldığı yazılıdır.
Halk arasında "Döşeme Camii" veya "Makam Camii" olarak da adlandırılan Halil-ür Rahman Camii'nin, Bizans devrine ait Meryem Ana Kilisesi'nin yerine inşa edildiği bazı kaynaklarda geçmektedir. Evliya Çelebi'ye göre de şehirdeki en eski camilerdendir ve Abbâsi halifesi Me'mun zamanında Hz. İbrahim Makamı'na inşa edilmiştir.
Halil-ür Rahman Camii, kareye yakın şekliyle mihraba paralel üç sahınlı bir plana sahiptir. Mihrab önü sahnı ve kuzey sahın üçer çapraz tonozla, orta sahın ortada bir kubbe ve yanlarında birer çapraz tonozla örtülmüştür.
Balıklıgöl, 150 metre uzunluğunda ve 30 metre genişliğindedir. Derinliği 3-5 metre civarındadır. İçinde efsanelere konu olan sazan türü balıklar bulunmaktadır. Bu balıklara halk tarafından saygı gösterilir ve yenilmez. Rivayete göre Hz. İbrahim ateşe atıldıktan sonra, bir mucize gerçekleşir ve etraf güllük gülistanlık olur. Bu mucizenin gerçekleştiği mekânın Balıklıgöl ve çevresi olduğuna inanılır. Dini bayramlar da ile Mevlit ve Kandil gecelerinde en yüksek ziyaretçi sayısına ulaşır.
Balıklıgöl Platosunda Hz. İbrahim'in doğduğu mağara da bulunmaktadır. Üç semavi dinin atası olarak kabul edilen Hz.İbrahim'in doğduğu mağaranın ziyaretçisi hiç eksik olmaz. Her dinden her ülkeden ve her şehirden ziyaretçinin yılın her mevsiminde bu mağarayı ziyaret eder. Hz.İbrahim'in doğduğu mağaranın hemen yanında yaşadığı dönemin din âlimi olan Beddiüzaman Said Nursi'nin vefat ettikten sonra ilk defnedildiği mezarı da bulunmaktadır.
Balıklıgöl Şanlıurfa turizminin çekim alanıdır. Halil-ür Rahman Gölü'nün hemen güneyinde, Urfa Kalesinin önünde yer almakta olup, 150 m2 alanı bulunan bir göldür. Rivayetlere göre, Hz İbrahim ateşe atıldıktan sonra, Nemrut'un kızı Zeliha da Hz. İbrahim'i çok sevdiğinden ve ona inandığından ateşe atılmasına dayanamaz, o da kendisini ateşe atar. Zeliha'nın düştüğü yer de bir göle dönüşür.