KÜLTÜR SANAT

Şanlıurfa’dan Çıktı, Tüm Türkiye’ye Yayıldı

Yaklaşık 57-58 yıldır deri ve bendir işçiliğiyle uğraşan Mustafa Yeşilkaya, zanaatının inceliklerini ve zorluklarını anlattı. Malatya’dan temin ettiği derileri ölçüsüne göre keserek işleme sürecine başlayan Yeşilkaya, mesleğin zahmetli fakat tutku dolu bir uğraş olduğunu vurguladı.

Abone Ol

Yaklaşık 57-58 yıldır deri ve bendir işçiliğiyle uğraşan Mustafa Yeşilkaya, zanaatının inceliklerini ve zorluklarını anlattı. Malatya’dan temin ettiği derileri ölçüsüne göre keserek işleme sürecine başlayan Yeşilkaya, mesleğin zahmetli fakat tutku dolu bir uğraş olduğunu vurguladı.

"İnsanı aç bırakmaz ama zengin de etmez. Hobi olarak yapılırsa daha iyi olur," diyen Yeşilkaya, geleneksel yöntemlerle deriyi işledikten sonra, bendir üretiminin aşamalarını da detaylandırdı: “Önce deriyi açıyoruz, yüzeyini alıyoruz, sonra tahtayla buluşturup bendir yapıyoruz. Bu zahmetli bir süreçtir.”

“Zil Takılmazsa Bendir Sayılmaz”

Bendir yapımında coğrafi farklara da dikkat çeken usta, "Ankara, İstanbul ve Anadolu'nun birçok yerinde bendire zil takılır. Urfa tarafında ise bu şekilde yapılırsa adı ‘def’tir," diyerek kültürel ayrımlara işaret etti.

"Deri Patlatabilir, Ustaca İşlenmeli"

Urfa’nın ikliminin deri işçiliği için pek uygun olmadığını söyleyen Yeşilkaya, "Sıcak hava deriyi patlatır, tahtayı bozar. Bu nedenle kontrollü ve ustaca çalışmak gerekir. Aksi halde ürün elinizde kalır," dedi.

Eskiden tüm süreci Urfa’da yürüttüklerini belirten Yeşilkaya, artık fabrikada işlenmiş deri kullandıklarını ve bu sayede kötü kokuların önüne geçildiğini ifade etti: "Kuzu ve oğlak derisi kullanıyoruz. Şimdi dışarıdan alıyoruz. Fabrika derileri daha temiz, çevreyi rahatsız etmiyor."

Her meslekte olduğu gibi bendir yapımında da zorlukların olduğuna dikkat çeken usta, "Her işin bir zorluğu var, bu mesleğin de kendine has sıkıntıları var," diyerek mesleğine duyduğu saygıyı dile getirdi.