İbrahim Günci Şanlıurfa Gazetesine yaptığı açıklamada; Ben bu mesleği yaklaşık 5 – 6 yıldır yapıyorum, bu mesleğe başlarken bu işi bir arkadaşıma sordum malumunuz Şanlıurfa"nın havası sıcak olduğu zamanlarda serin içecekler ve yiyeceklerin dışında başka bir şey satılmıyor, işte ben de bu mesleğe çoluk çocuğumun kısmeti için girdim.  Palızanın iki çeşidi vardır birincisi buğday nişastası ile yapılır ikincisi de mısır nişastası ile yapılır, buğday nişastası biraz beyaz renkte olur mısır ise sarı renkte olur ama ben iyi olması için genellikle buğday nişastasını kullanıyorum. Yaklaşık 1 saat boyunca buğday nişastasını kaynatıyorum, kaynattıktan sonra da normal bildiğimiz baklava tepsilerine koyuyorum, tepsinin üzerinde yaklaşık 1 saat boyunca dışarıda bekletiyorum, sonrasında da buzluğa koyuyorum, nişasta buzlukta 5 – 6 saat kalıp donduktan sonra dilimleme kısmına geçiyorum, dilimledikten sonra getirip burada satışa sunuyorum. Palızanın şerbeti vardır ve içerisine gıda boyası, sade şeker girer, limonata da yapıyorum onun içerisine de limon tuzu yeşil limon, portakal, vanilya şeker, süt koyuyorum. Palıza servis edilirken ilk başta içerisine nişasta koyulur, buz koyulur, buzun üzerine muz ve muzun üzerine ise pudra şekeri dökülür, şerbeti de ekledikten sonra müşteriye sunuyoruz. Palıza alırken temizliğe dikkat etmemiz lazım, örneğin nişastanın muhafaza edildiği saklama kabının illa ki kapalı olması gerekiyor, nişasta gibi diğer malzemelerin de üstünün kapalı olması gereklidir. Çok şükür satışlarımız da iyidir, biraz pahalılık var ancak mecbur idare edeceğiz. Şanlıurfa"da insanlar bu yiyeceğe Palıza diyorlar fakat başka insanlar da bu yiyeceğe cici bici diyorlar, genelde Adana"da cici bici diyorlar ama Şanlıurfa"da Palıza diyorlar. Maddi durumum iyi olsa mesleğimi ilerleyen yıllarda geliştiririm, örneğin güzel bir kafeterya da bu mesleğimi ilerletebilirim ama şuan maddi durumum olmadığı için mecburen seyyar arabalarda devam ediyorum. Son olarak insanlara Palıza hakkında diyeceğim, Palıza her yerde yenilmez ve bu konuda insanlarımız biraz dikkatli olsunlar, bunu dememde ki kastım temizliğe önem versinler. Örneğin geçenlerde bir yabancı satın almak için geldi ve bana nişastayı görmek istediği söyledi, ben de kapağını açtım baktı sonra sorun olmadığını söyledi, tabaklara, kaşıklara ve içeceklere baktı temiz olduğunu gördükten sonra yedi. Bana daha önce farklı bir kişinin elinden Palıza yediğini ve hiç yenilecek gibi olmadığını söyledi, o yüzden benim elimde imkan olsa bu meslek hakkında büyük düşünüyorum.dedi.

Kaynak: ŞANLIURFA GAZETESİ