Türkiye’nin Teknoloji Ekosisteminde Teknokentlerin Rolü Büyüyor
Türkiye, son yıllarda teknoloji, Ar-Ge ve girişimcilik alanında attığı adımlarla bölgesel bir inovasyon merkezi olma yolunda ilerliyor. Bu dönüşümün en önemli yapı taşlarından biri ise teknokentler, yani üniversiteler ve özel sektörün iş birliğiyle kurulan teknoloji geliştirme bölgeleri oldu.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı verilerine göre, 2025 itibarıyla Türkiye genelinde 98 aktif teknokent faaliyet gösteriyor. Bu merkezler, girişimcilerin ve araştırmacıların yenilikçi projelerini hayata geçirmesine olanak tanırken, ülke ekonomisine yüksek katma değer sağlıyor. Özellikle yazılım, savunma sanayi, biyoteknoloji ve yapay zekâ gibi stratejik sektörlerde teknokentlerin etkisi her geçen yıl daha da artıyor.
İstanbul: Türkiye’nin Teknokent Başkenti
Türkiye’nin ekonomik ve teknolojik kalbi olan İstanbul, en fazla teknokent sayısına sahip şehir olarak öne çıkıyor. Şehirde İTÜ ARI Teknokent, Teknopark İstanbul, Yıldız Teknopark, Boğaziçi Üniversitesi Teknoparkı ve Bahçeşehir Üniversitesi Teknoloji Merkezi gibi birçok önemli Ar-Ge üssü faaliyet gösteriyor.
İTÜ ARI Teknokent, hem yerli hem yabancı yatırımcıların yoğun ilgisini çeken bir inovasyon merkezi olarak öne çıkıyor. Burada geliştirilen yapay zekâ, fintech, sağlık teknolojileri ve savunma projeleri, sadece Türkiye’de değil uluslararası pazarda da ses getiriyor.
Ayrıca Teknopark İstanbul, özellikle savunma sanayi ve havacılık teknolojileri üzerine uzmanlaşmış yapısıyla dikkat çekiyor. ASELSAN, TUSAŞ ve HAVELSAN gibi kurumlarla ortak projeler yürüten merkez, Türkiye’nin yerli üretim hedeflerine büyük katkı sağlıyor. İstanbul, bu çeşitlilik sayesinde hem girişimciler hem de teknoloji firmaları için en cazip şehirlerden biri olmayı sürdürüyor.
Ankara: Savunma ve Yazılım Odaklı Teknokentlerin Merkezi
Başkent Ankara, teknokent yoğunluğu bakımından Türkiye’nin ikinci büyük merkezi olarak konumlanıyor. Şehirde ODTÜ Teknokent, Hacettepe Teknokent, Gazi Teknopark ve Bilkent Cyberpark gibi ülkenin önde gelen teknoloji merkezleri bulunuyor.
ODTÜ Teknokent, Türkiye’nin ilk teknokenti olma özelliğini taşıyor ve bugün binin üzerinde girişimci firmaya ev sahipliği yapıyor. Burada geliştirilen projeler, savunma sanayisinden enerji verimliliğine, yapay zekâdan yazılım teknolojilerine kadar geniş bir yelpazeye yayılıyor.
Hacettepe Teknokent ise özellikle biyoteknoloji ve sağlık teknolojileri alanında yürüttüğü çalışmalarla dikkat çekiyor. Üniversite tabanlı Ar-Ge faaliyetlerinin sanayiyle buluştuğu bu merkez, hem yerli ilaç geliştirme hem de medikal cihaz üretimi konularında Türkiye’nin en önemli merkezlerinden biri olarak gösteriliyor.
İzmir: Sürdürülebilirlik ve Yenilenebilir Enerjide Lider Teknokentler
Ege Bölgesi’nin inovasyon üssü olan İzmir, özellikle enerji ve çevre teknolojileri alanında faaliyet gösteren teknokentleriyle öne çıkıyor. İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Teknoparkı (İYTE Teknopark), Ege Teknopark ve Dokuz Eylül Teknoloji Geliştirme Bölgesi, şehirdeki inovasyon ekosisteminin temel taşlarını oluşturuyor.
İYTE Teknopark, son yıllarda yenilenebilir enerji ve çevre dostu teknolojiler üzerine yürüttüğü projelerle uluslararası iş birliklerine imza atıyor. Ayrıca İzmir’deki teknokentler, tarım teknolojileri, lojistik optimizasyonu ve dijital dönüşüm alanlarında yürüttükleri çalışmalarla hem bölgesel hem de ulusal ekonomiye katkı sağlıyor.
Şehir, Avrupa Birliği fonlarıyla desteklenen projeler sayesinde Türkiye’nin “yeşil teknoloji” alanında öncü bölgelerinden biri haline geldi.
Konya ve Eskişehir: Anadolu’nun Yükselen Teknokent Gücü
Anadolu şehirleri de teknokent yapılanmasında hızla gelişmeye devam ediyor. Konya ve Eskişehir, son yıllarda Ar-Ge ve teknoloji odaklı yatırımlarla dikkat çekiyor.
Konya’da faaliyet gösteren Selçuk Üniversitesi Teknokent, tarım teknolojileri, robotik sistemler ve otomasyon alanında önemli projelere ev sahipliği yapıyor. Özellikle akıllı tarım sistemleri ve sürdürülebilir üretim çözümleri, bölgedeki çiftçilerin verimliliğini artırmada büyük rol oynuyor.
Eskişehir Teknoloji Geliştirme Bölgesi (ETGB) ise savunma, yazılım ve havacılık sektörlerinde faaliyet gösteren firmalarıyla dikkat çekiyor. Eskişehir Teknik Üniversitesi’nin desteğiyle büyüyen merkez, özellikle yerli üretim yazılım çözümleri ve dijital sanayi dönüşüm projeleriyle ön plana çıkıyor.
Türkiye’nin Teknokent Haritası Genişliyor
Türkiye genelinde teknokent sayısının 100’e yaklaşması, ülkenin inovasyon kapasitesinin geldiği noktayı açıkça gösteriyor. Bu merkezler, sadece girişimciler için değil, üniversiteler ve özel sektör arasındaki iş birliği açısından da stratejik bir köprü görevi görüyor.
Her şehir kendi dinamikleri doğrultusunda farklı sektörlere odaklanırken, teknokentler sayesinde Türkiye, yerli teknoloji üretimi, dijital dönüşüm ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine adım adım yaklaşıyor.
Yapılan yatırımlar, genç girişimcilerin önünü açarken aynı zamanda bölgesel kalkınmayı da destekliyor. Türkiye artık sadece tüketen değil, üreten bir teknoloji ülkesi olma vizyonunu teknokentlerle gerçeğe dönüştürüyor.
Kaynak: Zeki Ersin Yıldırım
Kaynak: Zeki Ersin Yıldırım





