Kahramanmaraş, Malatya ve Şanlıurfa’da, Gazze’ye insani yardım ulaştırmak amacıyla yola çıkan Küresel Sumud Filosu’na İsrail tarafından düzenlenen saldırılara sert tepkiler geldi. Sivil toplum kuruluşları ve meslek örgütleri, yapılan müdahaleyi insanlık vicdanına vurulmuş bir darbe olarak değerlendirdi.
Kahramanmaraş’ta Protesto Gösterisi
Kahramanmaraş Sivil Toplum Kuruluşları Platformu öncülüğünde Necip Fazıl Kısakürek Kültür Merkezi önünde toplanan vatandaşlar, ellerinde Türk ve Filistin bayraklarıyla İsrail karşıtı sloganlar atarak saldırıyı protesto etti.
Platform sözcüsü Adnan Alagöz, burada yaptığı basın açıklamasında, Gazze’de yaşananların soykırım boyutuna ulaştığını belirterek şunları söyledi:
“Gazze’de devam eden hukuksuz abluka, işgal ve yerinden etme politikaları artık tüm dünyanın gözleri önünde canlı yayında izlenen bir soykırıma dönüştü. Bu tabloya bütün insanlık şahittir.”
Alagöz, Küresel Sumud Filosu’na yapılan saldırının kabul edilemez olduğunu vurgulayarak şu ifadeleri kullandı:
“Tüm dünyadan vicdanlı insanların ortak iradesiyle oluşan Küresel Sumud Filosu’na dün gece İsrail ordusu müdahale etti, birçok aktivisti tutukladı. Bu alçak ve hain müdahaleyi lanetliyoruz. Yardım gemilerinin sağ salim Gazze’ye ulaşması için tüm ülkelerin derhal harekete geçmesini bekliyoruz. Bugün bu filoyu korumak sadece Gazze halkının değil, tüm insanlığın ortak vicdanını korumaktır.”
Malatya: “Bu Müdahale Tarihe Kara Bir Leke Olarak Geçecek”
Malatya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Oğuzhan Ata Sadıkoğlu da yayımladığı yazılı açıklamada saldırıyı kınayarak, şu değerlendirmede bulundu:
“Gazze’ye insani yardım ulaştırmak için yola çıkan filoya, İsrail donanması tarafından yapılan müdahale tarihe kara bir leke olarak geçecektir. Bu saldırı, yalnızca insanlık onuruna değil, aynı zamanda uluslararası hukuka da açık bir saldırıdır.”
Şanlıurfa Barosu: “İnsanlık Vicdanına Vurulmuş Bir Darbedir”
Şanlıurfa Barosu tarafından yapılan yazılı açıklamada ise İsrail’in yardım filosuna müdahalesi, hem hukuk dışı bir eylem hem de insanlığın ortak vicdanına vurulmuş ağır bir darbe olarak nitelendirildi.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Sivillerin temel ihtiyaçlara erişiminin engellenmesi kabul edilemezdir. Uluslararası toplumun bu ihlallere sessiz kalması da aynı derecede vahimdir. Devletler ve ilgili uluslararası mekanizmalar derhal harekete geçmeli, sivillerin korunmasına yönelik yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirmelidir. İnsani yardımın önündeki engeller kaldırılmalı, uluslararası hukuk uygulanmalı ve insanlık onuru korunmalıdır.”




