Şanlıurfa"da protokol mensupları , siyasi parti temsilcileri, sivil toplum kuruluşları ve vatandaşların katıldığı Şehitlik"teki anma programının ardından, Şanlıurfa Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi tarafından Mehmet Akif İnan Konferans salonunda Ulu Önder Atatürk için bir anma programı gerçekleştirildi.
KURTULUŞ MÜCADELESİNİ, “YA İSTİKLAL, YA ÖLÜM!” PAROLASIYLA BAŞLATMIŞ VE YİNE DÂHİCE FİKİRLERİ SAYESİNDE BU MİLLETİN BAĞIMSIZLIĞINI ELDE ETMESİNE VESİLE OLMUŞTUR.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk"ün vefatının 81"inci yıldönümü münasebetiyle açıklamada bulunan Şanlıurfa Valisi Abdullah Erin, ülkedeki hemen her kesimin başka bir ülkenin himayesine girmeyi önerdiği bir zamanda Mustafa Kemal Atatürk"ün kurtuluş, Osmanlı İmparatorluğu"nun çöktüğü, topraklarını kaybettiği, Türk yurdunun tamamen işgal edildiği bir anda hayatta kalmak için başka ülkelerin himayesini konuşmaya başlayan bir milleti toparlamak kolay bir iş değildir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk"ün 19 Mayıs 1919"da Samsun"da başlattığı milli hâkimiyete dayalı, kayıtsız şartsız, bağımsız yeni bir Türk Devleti tesis etme fikrini tüm Anadolu"ya kabul ettirmesi, onun askeri başarılarının yanında fikren de büyük bir dahi olduğunu göstermiştir. Türk Milletinin haysiyetli ve şerefli bir millet olarak yaşamasının ancak tam bağımsızlığa kavuşmasıyla mümkün olacağını beyan eden Mustafa Kemal Atatürk, “Ne kadar zengin ve müreffeh olursa olsun, bağımsızlıktan mahrum bir millet, medeni insanlık karşısında uşak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye layık olamaz. Yabancı bir devletin himaye ve kollayıcılığını kabul etmek, insanlık vasıflarından mahrumiyeti, acz ve miskinliği itiraftan başka bir şey değildir” diyerek başlattığı kurtuluş mücadelesini, “Ya İstiklal, Ya Ölüm!” parolasıyla başlatmış ve yine dâhice fikirleri sayesinde bu milletin bağımsızlığını elde etmesine vesile olmuştur.Bugün yanı başımızdaki ülkelerin, başka ülkelerin himayesinde yaşamayı kabul ederek içine düştükleri durumu ibretle izlerken, Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk"ü bir kez daha minnetle anıyor, vefatının 81"inci yıldönümünde onun ve silah arkadaşlarının hatırasını saygıyla yâd ediyorum.dedi.
GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK"ÜN FİKİRLERİ VE BAŞLATTIĞI DEVRİMLER HALEN TAZELİĞİNİ KORUMAKTADIR.
Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı Zeynel Abidin Beyazgül 10 kasım nedeni ile yaptığı açıklamada; Gazi Mustafa Kemal"in yaşamı, düşünceleri ve tarihe mal olmuş, eşine az rastlanır başarıyla tüm dünyanın saygısını kazandığını vurgulayarak; “Bugün, işgal altında kalan yurdumuzun bağımsızlığını kazanmasını ve yeniden inşa edilme dönemini başlatan Gazi Mustafa Kemal Atatürk"ün aramızdan ayrılışının 81. Yıl dönümü. Ülkemizin her yerinde oluşturduğu birlik ve beraberlik ile İstiklal Mücadelesinin Zafere dönüşmesini sağlayan Gazi Mustafa Kemal Atatürk"ün fikirleri ve başlattığı devrimler halen tazeliğini korumaktadır. Birlik ve Beraberliğimiz bugün de devam etmekte, hükümetimizin attığı demokratik adımlar Cumhuriyetimiz ile birlikte yükselişini devam ettirmektedir. Bu duygu ve düşüncelerle Gazi Mustafa Kemal Atatürk"ü ve tüm şehitlerimizi rahmetle ve minnetle yâd ediyoruz.
10 KASIM NEDENİ İLE PARTİLER, SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİ VE RESMİ KURUM VE KURULUŞLARIN YETKİLİLERİ AÇIKLAMADA BULUNDULAR.
Atatürk Adını Dünya Tarihine yazdıran büyük bir lider
-AK Parti Şanlıurfa İl Başkanı Bahattin Yıldız Gazi Mustafa Kemal Atatürk"ün vefatının 81. Yıldönümü nedeniyle ; AK Parti Şanlıurfa İl Başkanı Bahattin Yıldız yaptığı açıklamada;10 Kasım 1938"de ebediyete intikal eden Mustafa Kemal Atatürk"ün ve silah arkadaşlarının başlattığı Kurtuluşun diriliş ve yükselişle taçlandığını,“Adını Dünya Tarihine yazdıran büyük bir lider olan Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk"ün aramızdan ayrılışının 81. Yıldönümünde özlem, saygı ve rahmetle anıyorum. Kurtuluş yıllarında aziz milletimize ve ordumuza liderlik eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk bir milletin tarih sahnesine yeniden özne olmasının önünü açmıştır. Bugün Atatürk ve silah arkadaşlarının Kurtuluş ve İstikbal için ortaya koyduğu eşsiz mücadeleyi 15 Temmuz"da milletimizle, yine Afrin"de, Cerablus"ta ve son olarak Barış Pınarı Harekâtında Mehmetçiğimizle ortaya koyduk. Gazi Atatürk'ün de belirttiği gibi Türkiye Cumhuriyeti ilebebet payidar olacaktır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk"ü vatan uğruna canlarını hiç düşünmeden veren kahraman şehitlerimizi, Gazilerimizi ve İstiklal Mücadelemizi tüm kahramanlarını bir kez daha rahmetle ve minnetle anıyorum.dedi.
Tüm Dünyaya Örnek Olan Engin Düşünceleriyle Çağdaş Bir Uyanışın Öncüsü ve Evrensel Bir Hareketin de Kaynağı Olmuştur.
CHP Şanlıurfa İl Başkanı Hayrettin cıdır, Türkiye Cumhuriyeti"nin ve Cumhuriyet Halk Partisi'nin Kurucusu ve İlk Genel Başkanı, Daimi Başkomutanımız ve Yol Göstericimiz Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk"ün, Aramızdan Ayrılışının 81. Yıl Dönümündeyiz.Ulusumuzun Işık Kaynağı, Çağdaş Türkiye Cumhuriyeti'nin Kurucusu, Aydınlık Türkiye'nin Sembolü, Büyük Devrimci ve Düşünce Adamı Atatürk Yurttaşlarımızın ve Cumhuriyet Halk Partisinin Gönlündeki Yeri Hiçbir Zaman Değişmeyecek,ve Değiştirilemeyecektir.Devletimizin Kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Sadece Türk Milletinin 'Ulusal Mücadele Ve Çağdaşlaşma Lideri' Olarak Kalmamış, Tüm Dünyaya Örnek Olan Engin Düşünceleriyle Çağdaş Bir Uyanışın Öncüsü ve Evrensel Bir Hareketin de Kaynağı Olmuştur.Büyük Lider Gazi Mustafa Kemal Atatürk İçin ' Matem Değil Yas değil; Fikirlerine Düşüncelerine Sadakatla bağlı kalmak Gereklidir" 10 Kasım Tarihini Bir Matem ve Milli Bir Yas Günü Olarak Kabul Etmek Yerine, Fikirlerine düşüncelerine Yönelmeliyiz.
Bir Ülkenin Onurunu Haysiyetini Koruyarak Nasıl Değiştirileceğini, Nasıl Çağdaş ve Örnek Bir Cumhuriyet Haline Getirilebildiğini, Hem Tarih Yazarak, Hem Tarihe Not Düşerek Göstermiş, Hem de Mazlum Milletlere Örnek Olsun Diye Tarihe Tescil Ettirmiş Olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Aramızdan Ayrılışının 81. Yılında bir daha Saygıyla, Şükranla, Özlemle Anıyorum.Ruhu Şad olsun. Dedi,
Büyük Önder Mustafa Kemal ATATÜRK'ü saygı ve minnetle anıyorum.
-Şanlıurfa Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekim V.Uzm.Dr.Abdurrahman AÇIKGÖZ ; Aramızdan ayrılışının 81.Yılında, Cumhuriyetimizin kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal ATATÜRK'ü saygı ve minnetle anıyoruz ifadelerini kullandı.
İstiklal Mücadelemizin tüm şehit ve gazilerini saygı ve rahmetle yad ediyorum.
-AK Parti MYK Üyesi Vildan Polat; Ebediyete İntikalinin 81.yıl dönümünde Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, İstiklal Mücadelemizin tüm şehit ve gazilerini saygı ve rahmetle yad ediyorum.
istiklal meşalesi, hiç sönmemiş ve sönmeyecektir.
-MHP Haliliye ilçe Başkanı Mahmut sayık yaptığı açıklamada ; “Türk Milletinin, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde Kurtuluş Savaşı'nı kazanarak, bunu Cumhuriyetle taçlandırdığı günün 96. yıldönümünü kutlamanın gurur ve coşkusunu hep birlikte yaşıyoruz.
Türk Milleti, 29 Ekim 1923'te bir kez daha tüm dünyaya iradesine pranga vurdurmayacağını, kendi kaderi üzerinde hiç kimsenin müdahil olamayacağını kanıyla ve canıyla ilan etmiştir.
Milletin iradesini esas alan, milletin iradesini temsil eden Cumhuriyetin ilan edilmesi, bir devletin temel taşlarının yerine konulduğu eşsiz bir zaferdir.Cumhuriyetin ilanıyla Türk Milletinin ve Devletinin varlığı ve istiklali ebedileşmiş, eşitlik ve özgürlük gibi kavramlar toplumsal hayatımızda yer almaya başlamıştır. Herkese yönetime katılma hakkı tanıyan Cumhuriyet, bireylerde vatandaşlık bilincinin de oluşmasına vesile olmuştur.Gazi Mustafa Kemal Atatürk"ün ve silah arkadaşlarının öncülüğünde Kurtuluş Savaşımızda zor şartlar ve yokluklar içerisinde yakılan istiklal meşalesi, hiç sönmemiş ve sönmeyecektir.Cumhuriyetimizin 96. Yılında da Gücünü asil milletimizin sevgisi, güveni ve duasından alan Türk Silahlı Kuvvetlerimizin kahraman ve fedakar askerleri; yedi iklim, üç kıtaya barış, huzur, adalet ve istikrar götüren atalarımız gibi hem bölgemize hem de dünya barışına katkı sağlamaya devam edecektir. FETÖ, DEAŞ, PKK/KCK/PYD-YPG gibi terör örgütleri olmak üzere vatanımızın, mavi vatanımızın, semalarımızın ve 82 milyon vatandaşımızın huzur ve refahına yönelecek her türlü tehdit ve tehlikeye karşı "ölürsem şehit, kalırsam gazi" anlayışı içerisinde azim ve kararlılıkla mücadelesini sürdürmektedir. Bu azim ve kararlılıkla Fırat'ın doğusunda icra edilen Barış Pınarı Harekatı ile DEAŞ ve PKK/KCK/PYD/YPG varlığını sonlandırmak, hudutlarımızın ve halkımızın güvenliğini sağlamak, bir barış koridoru tesis ederek Suriyeli kardeşlerimizin kendi evlerine, topraklarına dönüşlerini gerçekleştirmek amaçlanmıştır.Harekat sırasında şehadet mertebesine ulaşan başta kahraman ve fedakar askerlerimiz olmak üzere asker-sivil tüm şehitlere Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum.Bu duygu ve düşüncelerle bizlere Cumhuriyeti armağan eden, Cumhuriyetimizin Kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını, kanlarıyla ve canlarıyla bu toprakları bize vatan yapan aziz şehitlerimizi rahmet, gazilerimizi minnet ve şükranla anıyor, tüm halkımızın Cumhuriyet Bayramı"nı en içten duygularımla kutluyorum."
Sonsuzluğun kalbimizde,
Şanlıurfa Şehit Aileleri Derneği Başkanı Mehmet yavuz açıklamasında ;Fikirlerin aklımızda,Emanetin şualı ay yıldızımızda ilelebet parlayacaktır ATAM! Gazi Mustafa Kemal Atatürk"ü aramızdan ayrılışının 81"inci yılında rahmet, minnet ve saygıyla anıyoruz. Ruhu şad olsun.dedi.
Türkiye"yi birlik ve beraberlik içinde kalkındırmak, güçlendirmek hepimizin birinci görevi olmalıdır.
Karaköprü Belediye Başkanı Metin Baydilli, 10 Kasım 1938"de vefat eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk"ün vefatının 81. yıl dönümü dolayısıyla bir mesaj yayınlayarak saygı ve rahmetle andı. Başkan Baydilli mesajında şu ifadelere yer verdi: “Gazi Mustafa Kemal Atatürk"ün aramızdan ayrılışının 81. yıldönümünde saygı, sevgi ve rahmetle anıyorum. İnsani değerlere verdiği önem ve evrensel düşünce yapısı ile Gazi Mustafa Kemal Atatürk dünyanın saygın liderlerinden olmuştur. Bizim de Aziz Türk milleti olarak, onun önderliğinde kurulan ve bize emanet edilen Türkiye Cumhuriyeti Devleti"ni ilelebet muhafaza ve müdafaa için kendimize düşen görevleri en iyi şekilde yapmamız gerektiği inancındayım. Türkiye"yi birlik ve beraberlik içinde kalkındırmak, güçlendirmek hepimizin birinci görevi olmalıdır. Bu duygu ve düşüncelerle Cumhuriyetimizin Kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere tüm şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmetle yad ediyorum.”
TÜRKİYE CUMHURİYETİ'NİN KURUCUSU VE İLK CUMHURBAŞKANI ATATÜRK
Mustafa Kemal Atatürk 1881 yılında Selânik'te Kocakasım Mahallesi, Islâhhâne Caddesi'ndeki üç katlı pembe evde doğdu. Babası Ali Rıza Efendi, annesi Zübeyde Hanım'dır. Baba tarafından dedesi Hafız Ahmet Efendi XIV-XV. yüzyıllarda Konya ve Aydın'dan Makedonya'ya yerleştirilmiş Kocacık Yörüklerindendir. Annesi Zübeyde Hanım ise Selânik yakınlarındaki Langaza kasabasına yerleşmiş eski bir Türk ailesinin kızıdır. Milis subaylığı, evkaf katipliği ve kereste ticareti yapan Ali Rıza Efendi, 1871 yılında Zübeyde Hanım'la evlendi. Atatürk'ün beş kardeşinden dördü küçük yaşlarda öldü, sadece Makbule (Atadan) 1956 yılına değin yaşadı.
Küçük Mustafa öğrenim çağına gelince Hafız Mehmet Efendi'nin mahalle mektebinde öğrenime başladı, sonra babasının isteğiyle Şemsi Efendi Mektebi'ne geçti. Bu sırada babasını kaybetti (1888). Bir süre Rapla Çiftliği'nde dayısının yanında kaldıktan sonra Selânik'e dönüp okulunu bitirdi. Selânik Mülkiye Rüştiyesi'ne kaydoldu. Kısa bir süre sonra 1893 yılında Askeri Rüştiye'ye girdi. Bu okulda Matematik öğretmeni Mustafa Bey adına "Kemal" i ilave etti. 1896-1899 yıllarında Manastır Askeri İdâdi'sini bitirip, İstanbul'da Harp Okulunda öğrenime başladı. 1902 yılında teğmen rütbesiyle mezun oldu., Harp Akademisi'ne devam etti. 11 Ocak 1905'te yüzbaşı rütbesiyle Akademi'yi tamamladı. 1905-1907 yılları arasında Şam'da 5. Ordu emrinde görev yaptı. 1907'de Kolağası (Kıdemli Yüzbaşı) oldu. Manastır'a III. Ordu'ya atandı. 19 Nisan 1909'da İstanbul'a giren Hareket Ordusu'nda Kurmay Başkanı olarak görev aldı. 1910 yılında Fransa'ya gönderildi. Picardie Manevraları'na katıldı. 1911 yılında İstanbul'da Genel Kurmay Başkanlığı emrinde çalışmaya başladı.
1911 yılında İtalyanların Trablusgarp'a hücumu ile başlayan savaşta, Mustafa Kemal bir grup arkadaşıyla birlikte Tobruk ve Derne bölgesinde görev aldı. 22 Aralık 1911'de İtalyanlara karşı Tobruk Savaşını kazandı. 6 Mart 1912'de Derne Komutanlığına getirildi.
Ekim 1912'de Balkan Savaşı başlayınca Mustafa Kemal Gelibolu ve Bolayır'daki birliklerle savaşa katıldı. Dimetoka ve Edirne'nin geri alınışında büyük hizmetleri görüldü. 1913 yılında Sofya Ateşemiliterliğine atandı. Bu görevde iken 1914 yılında yarbaylığa yükseldi. Ateşemiliterlik görevi Ocak 1915'te sona erdi. Bu sırada I. Dünya Savaşı başlamış, Osmanlı İmparatorluğu savaşa girmek zorunda kalmıştı. Mustafa Kemal 19. Tümeni kurmak üzere Tekirdağ'da görevlendirildi.
1914 yılında başlayan I. Dünya Savaşı'nda, Mustafa Kemal Çanakkale'de bir kahramanlık destanı yazıp İtilaf Devletlerine "Çanakkale geçilmez! " dedirtti. 18 Mart 1915'te Çanakkale Boğazını geçmeye kalkan İngiliz ve Fransız donanması ağır kayıplar verince Gelibolu Yarımadası'na asker çıkarmaya karar verdiler. 25 Nisan 1915'te Arıburnu'na çıkan düşman kuvvetlerini, Mustafa Kemal'in komuta ettiği 19. Tümen Conkbayırı'nda durdurdu. Mustafa Kemal, bu başarı üzerine albaylığa yükseldi. İngilizler 6-7 Ağustos 1915'te Arıburnu'nda tekrar taarruza geçti. Anafartalar Grubu Komutanı Mustafa Kemal 9-10 Ağustos'ta Anafartalar Zaferini kazandı. Bu zaferi 17 Ağustos'ta Kireçtepe, 21 Ağustos'ta II. Anafartalar zaferleri takip etti. Çanakkale Savaşlarında yaklaşık 253.000 şehit veren Türk ulusu onurunu İtilaf Devletlerine karşı korumasını bilmiştir. Mustafa Kemal'in askerlerine "Ben size taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum!" emri cephenin kaderini değiştirmiştir.
Mustafa Kemal Çanakkale Savaşları'dan sonra 1916'da Edirne ve Diyarbakır'da görev aldı. 1 Nisan 1916'da tümgeneralliğe yükseldi. Rus kuvvetleriyle savaşarak Muş ve Bitlis'in geri alınmasını sağladı. Şam ve Halep'teki kısa süreli görevlerinden sonra 1917'de İstanbul'a geldi. Velihat Vahidettin Efendi'yle Almanya'ya giderek cephede incelemelerde bulundu. Bu seyehatten sonra hastalandı. Viyana ve Karisbad'a giderek tedavi oldu. 15 Ağustos 1918'de Halep'e 7. Ordu Komutanı olarak döndü. Bu cephede İngiliz kuvvetlerine karşı başarılı savunma savaşları yaptı. Mondros Mütarekesi'nin imzalanmasından bir gün sonra, 31 Ekim 1918'de Yıldırım Orduları Grubu Komutanlığına getirildi. Bu ordunun kaldırılması üzerine 13 Kasım 1918'de İstanbul'a gelip Harbiye Nezâreti'nde (Bakanlığında) göreve başladı.
Mondros Mütarekesi'nden sonra İtilaf Devletleri'nin Osmanlı ordularını işgale başlamaları üzerine; Mustafa Kemal 9. Ordu Müfettişi olarak 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıktı. 22 Haziran 1919'da Amasya'da yayımladığı genelgeyle "Milletin istiklâlini yine milletin azim ve kararının kurtaracağını " ilan edip Sivas Kongresi'ni toplantıya çağırdı. 23 Temmuz - 7 Ağustos 1919 tarihleri arasında Erzurum, 4 - 11 Eylül 1919 tarihleri arasında da Sivas Kongresi'ni toplayarak vatanın kurtuluşu için izlenecek yolun belirlenmesini sağladı. 27 Aralık 1919'da Ankara'da heyecanla karşılandı. 23 Nisan 1920'de Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılmasıyla Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulması yolunda önemli bir adım atılmış oldu. Meclis ve Hükümet Başkanlığına Mustafa Kemal seçildi Türkiye Büyük Millet Meclisi, Kurtuluş Savaşı'nın başarıyla sonuçlanması için gerekli yasaları kabul edip uygulamaya başladı.
Türk Kurtuluş Savaşı 15 Mayıs 1919'da Yunanlıların İzmir'I işgali sırasında düşmana ilk kurşunun atılmasıyla başladı. 10 Ağustos 1920 tarihinde Sevr Antlaşması'nı imzalayarak aralarında Osmanlı İmparatorluğu'nu paylaşan I. Dünya Savaşı'nın galip devletlerine karşı önce Kuvâ-yi Milliye adı verilen milis kuvvetleriyle savaşıldı. Türkiye Büyük Millet Meclisi düzenli orduyu kurdu, Kuvâ-yi Milliye - ordu bütünleşmesini sağlayarak savaşı zaferle sonuçlandırdı.
Mustafa Kemal yönetimindeki Türk Kurtuluş Savaşının önemli aşamaları şunlardır:Sarıkamış (20 Eylül 1920), Kars (30 Ekim 1920) ve Gümrü'nün (7 Kasım 1920) kurtarılışı.Çukurova, Gazi Antep, Kahraman Maraş Şanlı Urfa savunmaları (1919- 1921)
I. İnönü Zaferi (6 -10 Ocak 1921),II. İnönü Zaferi (23 Mart-1 Nisan 1921),Sakarya Zaferi (23 Ağustos-13 Eylül 1921)
Büyük Taarruz, Başkomutan Meydan Muhaberesi ve Büyük Zafer (26 Ağustos 9 Eylül 1922),Sakarya Zaferinden sonra 19 Eylül 1921'de Türkiye Büyük Millet Meclisi Mustafa Kemal'e Mareşal rütbesi ve Gazi unvanını verdi. Kurtuluş Savaşı, 24 Temmuz 1923'te imzalanan Lozan Antlaşması'yla sonuçlandı. Böylece Sevr Antlaşması'yla paramparça edilen, Türklere 5-6 il büyüklüğünde vatan bırakılan Türkiye toprakları üzerinde ulusal birliğe dayalı yeni Türk devletinin kurulması için hiçbir engel kalmadı.
23 Nisan 1920'de Ankara'da TBMM'nin açılmasıyla Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşu müjdelenmiştir. Meclisin Türk Kurtuluş Savaşı'nı başarıyla yönetmesi, yeni Türk devletinin kuruluşunu hızlandırdı. 1 Kasım 1922'de hilâfet ve saltanat birbirinden ayrıldı, saltanat kaldırıldı. Böylece Osmanlı İmparatorluğu'yla yönetim bağları koparıldı. 13 Ekim 1923'te Cumhuriyet idaresi kabul edildi, Atatürk oybirliğiyle ilk cumhurbaşkanı seçildi. 30 Ekim 1923 günü İsmet İnönü tarafından Cumhuriyet'in ilk hükümeti kuruldu. Türkiye Cumhuriyeti, "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" ve "Yurtta barış cihanda barış" temelleri üzerinde yükselmeye başladı.
Atatürk Türkiye'yi "Çağdaş uygarlık düzeyine çıkarmak" amacıyla bir dizi devrim yaptı.
Soyadı Kanunu gereğince, 24 Kasım 1934'de TBMM'nce Mustafa Kemal'e "Atatürk" soyadı verildi.
Atatürk, 24 Nisan 1920 ve 13 Ağustos 1923 tarihlerinde TBMM Başkanlığına seçildi. Bu başkanlık görevi, Devlet-Hükümet Başkanlığı düzeyindeydi. 29 Ekim 1923 yılında Cumhuriyet ilan edildi ve Atatürk ilk cumhurbaşkanı seçildi. Anayasa gereğince dört yılda bir cumhurbaşkanlığı seçimleri yenilendi. 1927,1931, 1935 yıllarında TBMM Atatürk'ü yeniden cumhurbaşkanlığına seçti.Atatürk sık sık yurt gezilerine çıkarak devlet çalışmalarını yerinde denetledi. İlgililere aksayan yönlerle ilgili emirler verdi. Cumhurbaşkanı sıfatıyla Türkiye'yi ziyaret eden yabancı ülke devlet başkanlarını, başbakanlarını, bakanlarını komutanlarını ağırladı.15-20 Ekim 1927 tarihinde Kurtuluş Savaşı'nı ve Cumhuriyet'in kuruluşunu anlatan büyük nutkunu, 29 Ekim 1933 tarihinde de 10. Yıl Nutku'nu okudu.
Atatürk özel yaşamında sadelik içinde yaşadı. 29 Ocak 1923'de Latife Hanımla evlendi. Birçok yurt gezisine birlikte çıktılar. Bu evlilik 5 Ağustos 1925 tarihine dek sürdü. Çocukları çok seven Atatürk Afet (İnan), Sabiha (Gökçen), Fikriye, Ülkü, Nebile, Rukiye, Zehra adlı kızları ve Mustafa adlı çobanı manevi evlat edindi. Abdurrahim ve İhsan adlı çocukları himayesine aldı. Yaşayanlarına iyi bir gelecek hazırladı.
1937 yılında çiftliklerini hazineye, bir kısım taşınmazlarını da Ankara ve Bursa Belediyelerine bağışladı. Mirasından kızkardeşine, manevi evlatlarına, Türk Dil ve Tarih Kurumlarına pay ayırdı. Kitap okumayı, müzik dinlemeyi, dans etmeyi, ata binmeyi ve yüzmeyi çok severdi. Zeybek oyunlarına, güreşe, Rumeli türkülerine aşırı ilgisi vardı. Tavla ve bilardo oynamaktan büyük keyif alırdı. Sakarya adlı atıyla, köpeği Fox'a çok değer verirdi. Zengin bir kitaplık oluşturmuştu. Akşam yemeklerine devlet ve bilim adamlarını, sanatçıları davet eder, ülkenin sorunlarını tartışırdı. Temiz ve düzenli giyinmeye özen gösterirdi. Doğayı çok severdi. Sık sık Atatürk Orman Çiftliği'ne gider, çalışmalara bizzat katılırdı.
Fransızca ve Almanca biliyordu. 10 Kasım 1938 saat 9.05'te yakalandığı siroz hastalığından kurtulamayarak İstanbul'da Dolmabahçe Sarayı'nda hayata gözlerini yumdu. Cenazesi 21 Kasım 1938 günü törenle geçici istirahatgâhı olan Ankara Etnografya Müzesi'nde toprağa verildi. Anıtkabir yapıldıktan sonra nâşı görkemli bir törenle 10 Kasım 1953 günü ebedi istirahatgâhına gömüldü.