Şanlıurfa’da 6 yıldır ciğercilik yapan Eyüp Taş, mesleğine olan tutkusunu ve Urfa ciğerinin eşsiz özelliklerini anlattı. "6 yıldır bu işi yapıyorum ama yaptığım işi 30 yıllık ustalar yapamaz," diyen Taş, mesleğine olan bağlılığı ve titizliğiyle dikkat çekiyor.
Her sabah saat 6’da işe başladığını belirten Taş, “Eskiden olsa saat 12’de ciğer biterdi. Ciğer bizim için vazgeçilmezdir. Özellikle kuzu ciğeri kullanırız,” diyerek ciğerin Urfa kültüründeki önemini vurguladı. Urfa'da sabah ciğer yeme geleneğinin uzun yıllara dayandığını ifade eden Eyüp Taş, bu alışkanlığın kendi çocukluğundan beri devam ettiğini belirtti.

"Ciğer, Urfa’da Bir Kültürdür"
Urfa ciğerini diğer şehirlerdeki ciğer kebaplarından ayıran önemli farklara değinen Eyüp Taş, “Adana’da ciğeri tek şişte ve büyük parçalarla sunuyorlar. Biz ise bol şişli veriyoruz ki ekmeğin ağzı dolsun, lezzet tam olsun,” dedi. Bu sunum biçiminin hem doyurucu hem de lezzeti arttırıcı bir etkisi olduğunu vurguladı.
Turistlerin Favorisi: Soğanı Bile Kendileri Doğruyor
Son yıllarda özellikle yabancı turistlerin ciğer kebabına büyük ilgi gösterdiğini belirten Taş, “Yerel halk artık o kadar talep etmiyor ama turistler hem lezzeti tatmak hem de kültürünü yaşamak istiyor. Biz de onlara diyoruz ki kendi soğanını kendin doğra, kendi işini kendin yap. Bu deneyimden keyif alıyorlar ve mutlu ayrılıyorlar,” şeklinde konuştu.
"Rekabet Yok, Dostluk Var"
Şanlıurfa’daki ciğerciler arasında kıyasıya bir rekabet olmadığını da dile getiren Eyüp Taş, “Bir meslektaşım sıkıştıysa gelir bana 'Ciğer sapla' der, ben de severek yardım ederim. Biz rekabet etmeyiz, birbirimizi sever ve destekleriz,” dedi.
"Ciğerin Temizliği Lezzetin Sırrıdır"
Ciğer kebabının lezzetli olmasında en büyük etkenin hijyen ve doğru hazırlık süreci olduğunu belirten Taş, “Ciğer geldiğinde önce zarını ve kirini temizlersin. Sonra temiz eldivenle şişe saplarsın. Bu işi titizlikle yapmazsan lezzet olmaz,” diyerek mesleğindeki hassasiyetini ortaya koydu.
Eyüp Taş’ın anlattıkları, ciğer kebabının Şanlıurfa kültüründeki yerini ve bu lezzetin gelecek kuşaklara aktarılma gayretini gözler önüne seriyor.
Kaynak: ŞANLIURFA GAZETESİ