Acil servislere yapılan başvurularda görülen bulantı ve kusma şikayetlerinin çoğu, yanlış veya uygunsuz tüketilen gıdalardan kaynaklanıyor. Uzmanlar, yanlış beslenmenin gıda zehirlenmesi ve kalp krizi riskini artırdığı konusunda uyarıyor.
Son yıllarda artan bulantı, kusma ve ishal şikâyetleri ile acil servislere yapılan başvuruların çoğunun gıda zehirlenmesi ve sağlıksız beslenme alışkanlıklarından kaynaklandığını belirten uzmanlar, gerek soğuk zinciri kırılmış gıdalar gerekse pandemi sonrası dönemde yaygınlaşan fast food ve gazlı içecek tüketiminin hem akut rahatsızlıklara hem de uzun vadede ciddi sağlık sorunlarına yol açtığını ifade ediyor.
Acil Tıp Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Ömer Jaradat, "Günlük olarak hem gıda zehirlenmesi şüphesiyle hem de gıda zehirlenmesiyle alakalı semptomlar nedeniyle bulantı ve kusma şikâyetiyle başvuran birçok hastamız oluyor. Bazı hastalarda ciddi gıda zehirlenmeleri görülürken, bazılarında basit gıda yan etkileri söz konusu olabiliyor. Çoğunlukla hastalar soğuk zinciri kırılmış gıdalardan veya uygun saklanmamış mayonez, iyi pişmemiş tavuk, et, yumurta gibi ürünlerden ya da pastörize edilmemiş süt tüketiminden sonra şikâyetlerle geliyor. İlk olarak bulantı, ardından kusma ve daha sonra ishal eşlik eder. Bu durum, vücudun bağırsaklardaki patojenleri uzaklaştırmaya yönelik fizyolojik bir savunma mekanizmasıdır. Sıvı ve elektrolit kaybına bağlı olarak halsizlik, hipotansiyon ve bilinç bulanıklığına varan dehidratasyon bulguları gözlenebilir. Bu nedenle gıda ile ilgili zehirlenmeler her zaman aklımızda tutulur" dedi.
Pandemi sürecinin beslenme alışkanlıkları üzerindeki etkisine de dikkat çeken Dr. Jaradat, "Karantinada evde kalan insanlar, sedanter bir yaşam tarzı benimsedi. Bu durum, beslenme yöntemlerinin olumsuz yansımalarıyla birleşti. Özellikle gazlı içeceklerin yoğun tüketimi, yüksek şeker içeriği nedeniyle tanı almamış şeker hastalarında şeker komasına yol açabiliyor. İçerdikleri fosforik asit ise kalsiyum emilimini azaltarak kemik mineral yoğunluğunu düşürüyor; uzun vadede kemik erimesi ve travma sonrası kırıklara zemin hazırlıyor" ifadelerini kullandı.
Fast food tüketiminin de ciddi sağlık riskleri doğurduğunu belirten Dr. Jaradat, "Aşırı doymuş ve trans yağ içeren fast food ürünleri, uzun vadede şeker hastalığı, hipertansiyon ve damar yağlanmalarını artırıyor. Hatta 30-40 yaşlarındaki bazı hastalarımız kalp krizi nedeniyle acil servise başvuruyor. Bu durum damarlarında oluşan yoğun yağ plakları nedeniyle anjiyo ile çözülemeyebiliyor. Çözüm, yavaş yemek ve sağlıklı beslenme alışkanlığıdır. Lokmaları iyi çiğnemek, mide ve bağırsak sistemini rahatlatır. Sağlıklı besinlerin tercih edilmesi hem akut hem de uzun vadeli riskleri azaltır. Pandemi sonrası fast food tüketimi artış gösterdi; bunun uzun vadeli etkileri acil serviste ciddi kalp krizi, şeker ve tansiyon hastalıkları olarak karşımıza çıkıyor. Bu, tüm toplumun dikkat etmesi gereken önemli bir konu" dedi.





