DP Genel Başkanı Namık Kemal Zeybek, Başbakan REcep TAyyip Erdoğan"ın planlı bir şekilde 'parlatılmasından" dolayı ortaya sağlıksız bir takım hallerin çıktığını belirterek, "Sayın Başbakan öyle bir hale geldi ki ve benim korkum; söylediklerine kendisi de inanmaya başladı. Bu son derece tehlikeli bir ruhi hastalıktır. Bunun adına 'ucub" denir, ucub hastalığıdır. Bazen diyorum ki 'ucube" sözü de acaba iç dürtüyle söylenmiş bir söz mü" dedi.
DP Genel Başkanı Namık Kemal Zeybek, gazete ve televizyonların Ankara Temsilcileri ile kahvaltıda bir araya geldi. Kahvaltı sırasında Arif Nihat Asya"da bir şiir okuyan Zeybek, 'afiyet olsun" yerine "aş olsun aşka dönsün" sözlerini tercih etti.
Konuşmasının büyük bir bölümünü Başbakan Recep Tayyip Erdoğan"a yönelik eleştirilerine ayıran Zeybek, Başbakanın demokrasi, milli irade gibi kavramları inanarak değil "kullanarak", cumhuriyet başta olmak üzere temel alanları dağıtmak peşinde olduğunu söyledi. Zeybek, demokrasi adı altında Başbakan"ın çok sıkıntılı, kendisini de yakacak, topluma da zarar verecek bir yola girdiğini belirterek, "Anayasayı halk yapacak" gibi sözler var, yani dünyanın neresinde halk yapmış? Anayasayı uzamanlar yapar, halkın oyuna başvurulur, halkla istişare elbette gereklidir de böyle bir uygulama dünyada var mı? Bu söz güzel bir retorik, güzel bir edebi söz, ama bu sözün arkasından gelen başka bir şey var. Sonunda Başbakanın böyle planlı bir şekilde parlatılmasından ortaya çıkan ve sağlıksız bir takım haller meydana geliyor. Sayın Başbakan"a 'padişah", 'sultan" diye bağıranlar oluyor. Bu nefs dediğimiz şey çok çetin bir iştir; nefsi emmare(kötülüğü emreden ve bundan zevk alan nefise verilen isim) çok beslenirse çok sıkıntılı gelişmeler olur. Onun için padişahlara, 'mağrur olma padişahım senden büyük Allah var" diye bağıran adamlar tutarlarmış. Onun için bu gurur denen çok tehlikelidir. Ne yazık ki Sayın Başbakan"ın gururu çok fazla tahrik ediliyor" dedi.
-"UCUB, İNSANIN MANEVİYATINI YAKAR"-
Başbakan Erdoğan"ın bir programında sarf ettiği "8 yıl önce Ankara köydü, biz şehir yaptık" şeklindeki sözlerine dikkat çeken Zeybek, her Belediye Başkanının Ankara"ya hizmet yaptığını belirterek, şunları dedi:
"Yani Sayın Başbakan öyle bir hale geldi ki ve benim korkum; söylediklerine kendisi de inanmaya başladı. Yani Atatürk Celal Bayar, Menderes, Demirel, anakent sistemini şehirlere getiren Özal hiçbir şey yapmamış, her şeyi Sayın Erdoğan yapmış. Her şeyi yapan o. Bu son derece tehlikeli bir ruhi hastalıktır. Bunun adına 'ucub" denir, ucub hastalığıdır. Bazen diyorum ki 'ucube" sözü de acaba iç dürtüyle söylenmiş bir söz mü? Ucub hastalığı, maneviyatta çok tehlikeli bir hastalıktır, en tehlikeli ruhi hastalıktır. Ucub; kendisinde olmayan ve kendisinin yapmadığı işleri kendine mal ederek kendisini çok beğenmek, kendisini üstün görmek, kendisini erişilmez görmek şeklindeki bir ruhi hastalıktır. İnsanın maneviyatını yakar. Bu bir insan için çok tehlikelidir ama eğer bu insan bir ülkeyi yönetmek iddiasındaki bir Başbakanda başka nelere sebep olabileceğini ben sizin hayalinize bırakıyorum."
-HİTLER"E BENZETTİ-
Zeybek, hayatın bütün alanlarını kuşatmaya, toplumun her yanına hakim olmaya çalışan ve topluma kendisi dışında nefes aldırmayan bir tek adam yönetimi anlamına gelen 'totaliter diktatörya" diye bir kavram olduğunu, halkın bu gidişin önüne set çekmezse Türkiye"nin gideceği yerin 'totaliter diktatörya" olacağını belirterek, "Başbakan 'sivil diktatörya sözü yanlıştır, bunu kullanmayın" diyor. Sivil diktatöryalar vardır; mesela Adolf Hitler de, Mussolini de bir sivil diktatördür. Hitler de Mussolini de seçimle iktidara gelmişleri ve seçimle iktidarda kalmışlardır. Halktan, çoğunluktan aldıkları güçle ülkelerinde totaliter diktatöryalar kurmuşlardır. Bu öyle bir haldir ki adım adım gidilir, bu gidişin bir yerinde bu gidişi destekleyenler bile dizlerini döverler" dedi.
-"YERİNE OĞLU MU GEÇECEK, DAMADI MI?"-
Bu totaliter diktatörlüğün 'totaliter monarşi"ye doğru gidebileceğini de ifade eden Zeybek, "Sayın Başbakan böyle giderse, bir de Başkanlık sistemi ortaya attı, yerine acaba oğlu mu, kızı mı, damadı mı geçecek? Yani veliaht kim olacak? Başka soracak hiçbir soru kalmaz" diye konuştu.
-"TÜRKİYE"DE ZATEN YARI-BAŞKANLIK SİSTEMİ VAR"-
Zeybek, yarı-başkanlık sistemi tartışmalarının hatırlatılması üzerine ise "Esasında Türkiye"de Anayasamıza göre yarı başkanlık sistemi vardır. Fransa Anayasası ile Türkiye Anayasasını karşılaştırdım, yetkiler bakımından Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanına Anayasamızın verdiği yetkiler, Fransa"dan daha fazla. Bir fark vardı orada; Cumhurbaşkanını halk seçiyordu, bizde Meclis seçiyordu, şimdi halk seçiyor. Başka nasıl yarı-başkanlık sistemi olacak? Yani Cumhurbaşkanı istediği an Bakanlar Kurulunu toplayıp Başkanlık yapabilir, bunun bir sınırı yok, isterse her hafta toplayabilir" diye konuştu.
-"ÖZAL DÖNEMİNDE TAM BAŞKANLIK SİSTEMİ UYGULANIYORDU"-
Zeybek, 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal döneminde ise tam başkanlık sistemi uygulandığını ileri sürdü. Zeybek, "Özal döneminde de bırakın yarı-başkalığı, tam başkanlık sistemi uygulanmıştır, Yıldırım Akbulut döneminde. Ben de Bakanlar Kurulu üyesiydim. Her ay toplardı Köşk"e ve orada kararlar alınırdı, biz icra kurulu gibi döner onları uygulardık, ama yetkisini kullanıyordu. Dolayısıyla yarı-başkanlık sistemini ben Türkiye için sanki bir şey yapılacakmış gibi bir durum olarak görmem. Şu an hukuken yarı-başkanlık sistemi var" dedi.
Zeybek, ABD"deki federal sistemin Türkiye"de uygulanması düşüncesini ise 'felaket" olarak nitelendirerek, "Bu kimsenin aklından geçmemelidir" diye konuştu.
-"MESUT YILMAZ, BİRLEŞMEDEN SONRA ÇOK MUTLU OLAMADI"-
Zeybek, bir soru üzerine, Bağımsız Milletvekili Mesut Yılmaz"ın DP"den ayrılmasının kendisi ile bir ilgisinin olmadığını düşündüğünü ifade ederek, "Birleşmeden sonra Sayın Mesut Yılmaz, doğrusu çok mutlu olamadı, herhalde tam aradığını bulamadı" dedi.
Zeybek, seçim ittifakı konusunda ise net konuşmazken, "Asla ittifak yapmam demem, asla asla dememek lazım. Gelişmelere bakacağız, ona göre karar vereceğiz" diye konuştu.(Milliyet)