Dervişoğlu açıklamasında ; bilindiği üzere MAZLUMDER kurulduğu günden bu yana insan hakları alanında ciddi mücadeleler vermiştir. Bunların başında yaşam hakkı, eğitim hakkı, çocuk hakları, mülteci hakları, kadın hakları, ifade özgürlüğü bunlardan bir kaçıdır. Bununla beraber serbest siyaset yapma, siyasi görüşünü yayma, siyasi örgütlenme özgürlüğü gibi demokrasinin vazgeçilmez ilkeleri de yine savunduğumuz haklardandı.Bu bağlamda kürt sorunu, alevi sorunu ve daha birçok sorunun aslında demokratikleşme sorunu olarak tek kelimeyle ifade edilmesi gerçeğe en yakın olanıdır. MAZLUMDER, zalime karşı daima mazlumdan yana olmuş ve olmaya da devam edecektir. Hiçbir parti, cemaat, kurum ve kuruluşa diğerinden daha yakın veya uzak değildir. Hepsine aynı mesafededir ve tarafsızdır. Siyasi partilerin kapatılması öteden beri devam eden ve devam etmekte olan bir uygulamadır. Bunu doğru bulmuyoruz. Siyaset yollarının tıkanması, kişileri siyasetten men etme mahkemelerin değil, halkın vereceği bir karar olmalıdır. Bu da sandıkta mümkündür.Siyasi parti mensuplarının yasalara aykırı tutum ve davranışları olsa bile bu, parti kapatma nedeni olmamalıdır.Her kesin kendini ifade edebileceği siyasi bir zeminin daima mevcut olması demokrasinin gereğidir. DTP"nin kapatılması bize bir kez daha göstermiştir ki bir an önce sivil ve geniş katılımlı, köklü bir anayasanın hazırlanması kaçınılmazdır. Parlementonun bu konuda bekleyecek bir zamanı olmadığını artık anlaması gerekmektedir.DTP"nin kapatılması, demokratik açılım sürecini önemli ölçüde zedeleyecektir. Ancak gelinen bu aşamada barıştan ve açılım sürecinin devam ettirilmesinden taviz verilmemesinin aciliyeti de ortadadır.Meydana gelebilecek olaylar ve provokasyonlar konusunda her kesimi ihtiyatlı ve sağduyulu olmaya çağırıyoruz. Özellikle iç işleri bakanlığına bağlı birimlere, oluşabilecek toplumsal olaylara karşı orantısız güç kullanmamaları konusunda çağrıda bulunuyoruz.Açılıma, “ülke bölünüyor” diyerek halkın bazı kesimlerini endişeye sevk eden söylemler ve mitingler hiç bir kesim için yarar sağlamayacak, tam tersine toplumu kutuplara ayıracaktır.Tüm Türkiye artık şunu iyi anlamalı ki, Türkiye, demokratikleşmek ve yol almak istiyorsa, kürt sorunu ilk çözmesi gereken sorun olarak görmeli ve bunun yönteminin yasaklama, parti kapama, yok sayma, ötekileştirme olmadığını, sorunun barış ve diyalogla çözümünün halen mümkün olduğunu belirtmek istiyoruz.Hükümet, sürecin hangi aşamasında ne yapması gerektiğini kararlılıkla belirlemeli ve uygulayabilmelidir. Sürecin hassasiyeti bunu gerektirmektedir.Sonuç olarak MAZLUMDER, konun takipçisi olmaya devam edecektir.Dedi. (UrfaHA)
İNSAN HAKLARI HAFTASINDA DEMOKRASİ ASKIYA ALINDI
Dervişoğlu açıklamasında ; bilindiği üzere MAZLUMDER kurulduğu günden bu yana insan hakları alanında ciddi mücadeleler vermiştir. Bunların başında yaşam hakkı, eğitim hakkı, çocuk hakları, mülte
Editör: Yusuf Güler
Yorumlar