Modern teknolojinin gelişmesi ve sanayi üretiminin yaygınlaşmasıyla birlikte geleneksel yöntemlerle yapılan demircilik her geçen gün biraz daha unutuluyor. Ancak Solak Kardeşler, tüm zorluklara rağmen bu sanatı ayakta tutmak için mücadele veriyor. Ateşte kızdırdıkları demiri döverek şekil veren ustalar, her bir eserde el emeğini, sabrı ve geçmişten gelen tecrübeyi yansıtıyor.
Kardeşlerden Niyazi Solak, 6 yaşından bu yana demircilik mesleğini sürdürdüğünü ifade ederek şunları söyledi:
“Biz yapabildiğimiz sürece, sağlığımız yerinde olduğu sürece bu işle uğraşmak istiyoruz. Severek yapıyoruz, bu hakiki zanaat derler buna... Yani el zanaatının en ince püf noktası. Bizim işlerde çok eski tarihi eser evlerin, binaların bazı demir aksesuarlarını yapıyoruz.
Evlatlarımız yetişmedi, gelmediler. Başka iş yaptılar. Öyle olunca bilader ile bizim oğlanla çalışmaya devam ediyoruz. Yapabildiğimiz sürece yapacağız. Güç sarf ediyorsun, devamlı ayaktasın, çekiçle vücutla çalışıyorsun. Oturduğun yerde değil yani, yorucu oluyor. Ben şu anda 57 yaşındayım, yorucu oluyor ama hakiki spor gibi. Yerine göre 8-10 saat çalışıyorum.”
54 yaşındaki Ahmet Solak ise dededen toruna bu mesleği sürdürdüklerini belirterek şöyle konuştu:
“1971 doğumluyum. Abimle birlikte demircilik mesleğini yapmaktayız. Dededen toruna bunca zamandır yapıyoruz. Bizden sonra da yapacak kimse kalmadı. Artık son nesil olarak sürdürmeye uğraşıyoruz biz bu mesleği.
Yaptığımız işler hep eski kullanılan ürünler: kapı, kargaburnu, toka, köpeklerin boynuna takılan yırtar besi zinciri gibi şeyler yapıyoruz.”