Estetik Cerrahiden Kişiye Özel Doğal Meme Estetiği Yaklaşımı
Estetik cerrahinin gün geçtikçe standart güzellik kalıplarının dışına çıktığını vurgulayan Plastik Cerrah Uzmanı Dr. İlke Karagöz, “Her kadının kendi beden yapısı, cilt kalitesi ve beklentisine göre kişiselleştirilmiş uygulamalar yapabiliyoruz. Biz de ameliyat planlamasını oransal ve kişisel bir harita üzerinden yapıyoruz” dedi.

Plastik Cerrah Uzmanı Dr. Karagöz, kadınların estetik cerrahiye başvurma nedenlerinin başında gelen meme estetiğinin, artık doğallığı koruyan, dokuya saygılı ve kişiye özel planlanan modern tekniklerle uygulandığını söyledi. Günümüzde kadınların, vücutlarıyla uyumlu, zarif ve doğal bir görünüm hedeflediğine dikkat çeken Dr. Karagöz, meme estetiğinin yalnızca fiziksel bir değişim değil, aynı zamanda özgüveni ve yaşam kalitesini artıran bir dönüşüm süreci olduğunu ifade etti.

Her kadının ihtiyacına göre farklı operasyon türlerinin uygulandığını belirten Dr. Karagöz, şunları aktardı:

Meme büyütme ameliyatlarında memeye hacim kazandırarak vücut oranlarını dengelemeyi amaçlıyoruz.
Meme dikleştirme operasyonları, doğum veya kilo değişikliklerine bağlı sarkmaları toparlamaya yardımcı oluyor.
Meme küçültme ameliyatları hem estetik hem de fiziksel rahatlama sağlıyor.
Meme rekonstrüksiyonu, meme kanseri sonrası memesi alınan kadınlarda memenin yeniden şekillendirilmesini sağlayarak çok kıymetli bir süreci temsil ediyor.

“Amaç Doğal Anatomiyi Mümkün Olduğunca Korumak”
En çok talep gören meme büyütme operasyonlarıyla ilgili yeni ve modern yöntemlerin giderek daha popüler olduğunu belirten Dr. Karagöz, “Son yıllarda meme estetiğinde öne çıkan en önemli gelişmelerden biri, meme koruyucu yaklaşımlar oldu. Bu modern tekniklerde amaç, meme dokusuna minimum travma ile müdahale ederek doğal anatomiyi korumak” dedi.

Dr. Karagöz, meme dokusunun damar yapısını ve kanlanmasını koruyan bu tekniklerin ameliyat sonrası iyileşmeyi hızlandırdığını, daha az ödem ve ağrı görüldüğünü, böylece hastaların çok kısa sürede günlük hayatlarına dönebildiğini anlattı.

Bu güncel yaklaşımlarla, protezin dokuya adaptasyonunun da çok daha doğal olduğunu vurgulayan Dr. Karagöz, “Dokunun orijinal yapısına saygı duyulduğu için estetik sonuçlar uzun vadede daha kalıcı, dokusal his ise daha yumuşak ve doğal hale geliyor. Bu tür yaklaşımlar hem cerrah açısından kontrollü bir çalışma alanı sağlıyor hem de hastalar açısından konforlu, güvenli ve doğal bir iyileşme süreci sunuyor” dedi.

Sonbahar Yorgunluğu Mu, Mevsimsel Depresyon Mu? Uzmanlar Uyarıyor
Sonbahar Yorgunluğu Mu, Mevsimsel Depresyon Mu? Uzmanlar Uyarıyor
İçeriği Görüntüle

Modern yöntemlerin en önemli avantajlarından biri olarak hastaların sosyal yaşamlarına dönüş süresinin kısalması olduğunu belirten Dr. Karagöz, klasik yöntemlere kıyasla ameliyat sonrası ağrı, morarma ve gerginlik hissinin daha az görüldüğünü, pek çok hastanın birkaç gün içinde normal aktivitelerine dönebildiğini söyledi.


“Her Kadın İçin Kişiselleştirilmiş Estetik Planlama”
Estetik cerrahinin artık “tek kalıp güzellik” anlayışını geride bıraktığını ifade eden Dr. Karagöz, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Her kadının kendi yapısına göre değerlendirilmesi gerekiyor. Her kadının vücut yapısı, cilt kalitesi ve beklentisi farklı. Bu nedenle ameliyat planlamasını oransal ve kişisel bir harita üzerinden yapmayı tercih ediyorum. Amaç, kişinin kendi doğallığıyla uyumlu, zarif ve dengeli bir sonuç elde etmek.”

Kaynak: İhlas Haber Ajansı