Şanlıurfa’da resmi ilanların, gazeteler ve internet haber sitelerinde Basın İlan Kurumu (BİK) şubesi aracılığıyla yayımlanması gerektiği belirtildi. 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu ve ilgili diğer mevzuat hükümlerine göre, doğrudan temin yönteminin yalnızca kanunun öngördüğü istisnai durumlarda kullanılabileceğine dikkat çekildi. Ancak bazı kurumlarda, kanunun belirlediği yüzde 10’luk doğrudan temin limitinin aşıldığı, işlerin parçalara bölünerek doğrudan temin usulüne zemin hazırlandığı ifade edildi.Bu uygulamaların devletin zarara uğratılmasına yol açtığı, aynı zamanda resmi ilan gelirlerinde düşüşe neden olduğu belirtilirken, mevzuata uygun hareket edilmesinin hem kamu yararı hem de yerel basının sürdürülebilirliği açısından büyük önem taşıdığı vurgulandı.
Kemal Subaşı, Şanlıurfa Gazetesi’ne yaptığı açıklamada, kamu ihaleleri ve vatandaşın hakkının korunması konusunda önemli değerlendirmelerde bulundu.
Türkiye’de 86 milyon insanın hakkının yenildiğini savunan Subaşı, devletin resmi ihale usulleri ve şartnamelerinin açık ve net olduğunu belirterek, “Bu şartnameleri yerine getiren herkese ihale verilmesi gerekir. Ancak ihalesiz şekilde bazı kişi ya da kurumlara iş verilmesi, 86 milyon insanın kul hakkının yenmesi anlamına gelir” dedi.
İhalesiz uygulamaların özellikle dar gelirli vatandaşların hakkını gasp ettiğini ifade eden Subaşı, “Bugün bu yolla zenginleşenler olabilir; ancak bunun hesabı hem dünyada hem de ahirette sorulur” ifadelerini kullandı.
Devletin, kamu kurumlarında usulsüzlük yapan personel hakkında gerekli işlemleri yapabilecek güce sahip olduğunu vurgulayan Subaşı, yasaların herkes için geçerli olduğunu söyledi. “İstenirse bir dakika içinde gerekli yasal süreç başlatılır, savcılıklara suç duyurusunda bulunulur ve hukuki merciler devreye girer” diyen Subaşı, bu noktada devletin sorumluluğuna dikkat çekti.
Vatandaşların da kendi haklarını araması gerektiğini dile getiren Subaşı, tüm sorumluluğun devlete yüklenmesinin doğru olmadığını belirtti. Yasal yollarla hakkını arayan bir vatandaşın taleplerinin karşılanmaması durumunda devletin de sorumluluk taşıdığını ifade etti.
Vergi veren her vatandaşın hakkının devlet tarafından korunması gerektiğini vurgulayan Subaşı, “Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak devlete vergi veriyorum. Devlet, zengin-fakir ayrımı yapmadan tüm vatandaşlara eşit yurttaşlık hakkı tanımak zorundadır” dedi.
Kamu kurumlarında yaşanan sorunların yalnızca bugüne ya da belli bir döneme özgü olmadığını belirten Subaşı, “Bu durum sadece son yıllara ait değil; Cumhuriyet’in kuruluşundan bu yana her dönemde yaşanmıştır. Ancak hangi dönem olursa olsun, devlet vatandaşının hakkını korumak zorundadır” ifadeleriyle açıklamasını tamamladı.





