Haziran Ayında Meyve Fiyatları Uçtu: Pazara Giden Gözlerine İnanamıyor
Türkiye genelinde Haziran ayı itibarıyla meyve fiyatlarında görülen büyük artış, hem tüketicileri hem de gıda piyasasını derinden etkiledi. Özellikle sıcak yaz aylarında talebin arttığı meyveler, bu yıl rekor seviyelerde fiyatlanarak vatandaşın bütçesini zorlamaya başladı. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı son veriler, birçok üründe yüzde 200’ü aşan fiyat artışlarını gözler önüne serdi. Kiraz başta olmak üzere yaz meyvelerindeki bu sıra dışı artış, pazarlarda adeta şok etkisi yarattı.
Fiyat Artışında Zirve Kirazın
TÜİK’in aylık enflasyon değerlendirmelerine göre Haziran ayında fiyatı en fazla artan meyve kiraz oldu. Geçtiğimiz yılın aynı döneminde kilosu ortalama 150-200 TL bandında satılan kiraz, bu yıl bazı şehirlerde 600 TL’ye kadar tırmandı. Ürün kalitesi, üretim miktarı ve bölgesel farklılıklar gibi etkenler bu fiyat artışında belirleyici rol oynasa da, en büyük neden olarak düşük rekolte gösteriliyor. Özellikle don olayları ve iklimsel dalgalanmalar nedeniyle kiraz ağaçlarında beklenen verim alınamadı. Üretici az, talep fazla olunca fiyatlar tırmanışa geçti.
Üretici de Tüketici de Zorda
Kiraz ve diğer meyvelerde yaşanan fiyat artışı yalnızca tüketiciyi değil, üreticiyi de etkilemiş durumda. Üretim maliyetlerinin artması, girdi fiyatlarının kontrol edilememesi ve iklim koşullarının zorlukları üreticinin belini büküyor. Gübre, ilaç, sulama ve işçilik giderlerindeki artışlar, meyve yetiştiriciliğini her geçen gün daha masraflı hale getiriyor. Üretici fiyatları yükseltmek zorunda kalıyor ancak bu fiyatlar alıcı bulamayınca pazar tezgahlarında ürünlerin elde kaldığı da görülüyor. Halde ucuza alınan ürün, pazarda pahalıya satılıyor iddiaları ise tartışmaları beraberinde getiriyor.
Diğer Meyvelerde de Durum Farklı Değil
Kirazdaki artışın yanı sıra kayısı, karpuz, kavun, şeftali ve erik gibi yaz meyvelerinde de benzer artışlar dikkat çekiyor. Özellikle kayısı ve şeftalide de ciddi bir rekolte düşüklüğü yaşanırken, bu durum fiyatlara doğrudan yansıdı. Kilosu 60-70 TL’yi aşan kayısı ve erik, geçen yılki fiyatlarının iki katına ulaşmış durumda. Karpuz gibi genelde daha ucuz tüketilebilen ürünlerde bile bu yaz 20 TL’nin altına düşen fiyatlara nadiren rastlanıyor. Market ve manav raflarında meyve almak artık lüks bir harcamaya dönüşmüş durumda.
Zincir Marketlerle Semt Pazarları Arasında Uçurum
Meyve fiyatlarındaki artış semt pazarları ve zincir marketler arasında da belirgin bir farklılık yaratıyor. Özellikle zincir marketlerde paketlenmiş ve markalanmış ürünler, pazarlara göre daha pahalıya satılıyor. Ancak semt pazarlarında bile artık uygun fiyatlı ürün bulmak neredeyse imkânsız hale geldi. Vatandaşlar fiyatları görünce alışveriş listesini küçültmek zorunda kalıyor. Pek çok kişi alışverişe yalnızca “göz gezdirmek” için gidiyor, meyve ve sebze almak yerine ihtiyaca göre alım yapmayı tercih ediyor. Bu tablo, orta gelirli kesimin sofralarında meyve tüketiminin azalmasına neden oldu.
Uzmanlar Uyarıyor: “Yeterli Meyve Tüketimi Zorlaşıyor”
Gıda uzmanları, fiyat artışlarının halk sağlığını da tehdit eder boyuta ulaştığını belirtiyor. Özellikle çocuklar, yaşlılar ve hamile kadınlar için gerekli olan vitamin ve minerallerin büyük bölümü taze meyve ve sebzelerden sağlanıyor. Ancak fiyatların bu denli yükselmesi, günlük tüketim alışkanlıklarını olumsuz etkiliyor. Diyetisyenler ve sağlık uzmanları, meyve ve sebzeye ulaşımın zorlaşmasının uzun vadede beslenme dengesizliklerine yol açabileceğini söylüyor. Fiyatların düşmesi için üretimin teşvik edilmesi, çiftçiye destek verilmesi ve aracılık sistemlerinin denetlenmesi gerektiğine dikkat çekiliyor.
Tarladan Sofraya Ulaşan Zincirde Aksama
Meyve fiyatlarındaki artışta sadece üretim değil, tedarik zincirindeki düzensizlikler de önemli bir rol oynuyor. Ürünlerin tarladan sofraya ulaşma sürecinde çok sayıda aracı olması, maliyeti katlıyor. Üretici ucuza sattığı üründen kar edemezken, tüketici yüksek fiyat ödemek zorunda kalıyor. Bazı uzmanlar, doğrudan üreticiden tüketiciye satış modelinin yaygınlaştırılması gerektiğini vurguluyor. Böylece hem üretici hak ettiği kazancı elde edebilir hem de tüketici uygun fiyatla meyveye ulaşabilir.
Gıda piyasasında dengelerin yeniden kurulması için yalnızca tüketicinin değil, kamu otoritelerinin de aktif rol üstlenmesi gerektiği vurgulanıyor. Aksi takdirde önümüzdeki dönemlerde meyve tüketiminin daha da azalması kaçınılmaz görünüyor.
Kaynak: Haber Merkezi





