Psikolojik Danışman ve Aile Terapisti Çemile Çelebi, 2016 yılından bu yana Şanlıurfa’da hizmet verdiğini belirterek, mesleğine ve meslektaşlarının yaşadığı zorluklara dair dikkat çeken açıklamalarda bulundu.
“Psikologlar Travma Dinliyor, Ama Her Zaman Hasar Almıyoruz”
Mesleklerinin son dönemlerde oldukça popüler hale geldiğini söyleyen Çelebi, “Psikologlar travma dolu şeyler dinliyorlar. Evet, her zaman travma dinlemiyoruz ama takdir edersiniz ki zor şeylerle baş etmek adına görüşmeler yapıyoruz. Travmalar onları nasıl etkiliyor? İkinci travma dediğimiz dinlediklerimizden tetiklendiğimiz, şefkat yorgunluğu, merhamet yorgunluğu olarak da tanımlanılan ikinci tür bir etkilenme durumu söz konusu. Ama şöyle bir gerçeklik var ki, düz uzmanlık eğitimini alırken bundan kendimizi nasıl koruyacağımızı da öğrenmiş oluyoruz. Onun için çok kalıcı hasar bırakmıyor.” ifadelerini kullandı.
“Psikologluk Duygusal Yük Taşımak Ama Bir O Kadar da Mükemmel Bir Duygu”
Tükenmişlik sendromunun da popüler bir kavram haline geldiğine dikkat çeken Çelebi, “Meslektaşların tükenmişlik sendromu ile ilgili çok fazla söylemleri yok. Ama evet, meslekle ilgili zorluklarını çok sık dile getirdiklerini duyuyoruz son zamanlarda. Aslında hep şunu söylerim, bu mesleği seçerken karakterinizle örtüşmesi çok önemli. Eğer bunu kaldıramayacağınızı düşünüyorsanız yapılabilir bir meslek değil açıkçası. Bu mesleği taşırken hem çok güzel duygulara eşlik etmiş oluyorsunuz hem de baş etme ile ilgili zorluklar elbette ki oluyor. Ama bir psikolog olarak bu duygusal yükü taşımak nasıl derseniz, mükemmel bir duygu derim. O insanın size karşı sınırsız bir güveni oluyor ve o güvenle birlikte adım atmak kesinlikle çok güzel bir his. Yolun sonundaki mutluluğu gördüğünüz zaman, olumlu dönütleri aldığınız zaman bütün yorgunluğu zaten atmış oluyorsunuz.” dedi.
“Depremden Daha Ağır Travma: Psikologları En Çok Çocuk İstismarı Zorluyor”
2023 Şubat depremini hatırlatan Çelebi, yaşanan büyük travmanın ardından istismar vakalarının etkileyiciliğine de değindi: “Evet, mesleğin en zor vaka türleri. Bildiğiniz üzere yakın zamanda büyük bir travma atlattık komple ülke olarak, 2023 yılındaki Şubat depremi. Depremde çok fazla travmatize olduk. Aynı zamanda travma dinledik. Ama bundan daha ağır olan bir diğer travmamız biraz önce bahsettiğiniz istismar, özellikle çocuk istismarı. Ne yazık ki o bizi gerçekten etkiliyor ve istismar vakalarıyla çalışan biri olarak sonrasında bir iyileşme sürecinin için destek alma ihtiyacı hissediyoruz kimi zaman.”
“Psikologlarda Empati ve Sempati Arasındaki İnce Çizgi: Mesleki Duygusal Destek Yetersiz”
Empati ve sempati arasındaki çizgiye dikkat çeken Çelebi, “Çok hassas, çok ince bir çizgi. Psikolog olmanın şöyle bir önemli çizgisi var: empati ve sempati çizgisini korumak. Hem çok insani yönünüzü ortaya koymanız gerekiyor, aynı zamanda o insani yönünüzün sizin mesleki, profesyonel kimliğinizle etkilememesine dikkat ediyorsunuz.” dedi. Meslek içi duygusal destek sistemlerinin yetersizliğine de vurgu yapan Çelebi, “Hayır, yeterli görmüyoruz. Çünkü mesleki elemanların bu noktada desteklenmesi ya da belli dönemlerde kendilerine alan açmasına ihtiyaç vardır. Bir psikologun tam olarak destek sağlayabilmesi için, duygusal olarak kendi ihtiyaçlarının da tamamlanması önemli. Meslek için bunu yeterli bulmuyorum.” ifadelerine yer verdi.
“Terapistlerin de Terapiste İhtiyacı Var: ‘Hepimiz İnsanız, Destek Almalıyız’”
“Terapistin de terapisti olmalı mı?” sorusuna ise net bir yanıt veren Çelebi, “Kesinlikle olmalı. Özellikle yeni terapiye başlayan arkadaşlarımızın böyle bir kaygısı oluyor. Etkilendikleri zaman bunun kötü bir şey olduğunu zannediyorlar. Hayır. Terapistlerin terapisti kesinlikle olmalı. Kimi zaman yaşadığımız zorlukları ifade edeceğimiz bir süpervizyon desteği almanın yanı sıra aynı zamanda bizim de bir insan olduğumuzu ve kendi iyileşme sürecimizden geçtikten sonra diğer insanlara yardımcı olma noktasında çok daha güçlü olacağımızı unutmamalıyız. Evet, çok güzel bir söylem. Bence herkesin bir terapisti olmalı, sadece terapistlerin değil.” dedi.
Çemile Çelebi, mesleğin en büyük sorunlarından birinin ruh sağlığı uzmanlarının meslek yasasının olmayışı olduğunu ifade ederek, “Meslek yasası olmadığı zaman da haklarımızın korunması noktasında ciddi kaygılar ve sıkıntılar yaşanıyor. Özel sektör yoğunluklu çalışılıyor, devlette yeterli kontenjanlar bulunmuyor. Ve bununla birlikte çok fazla iş yükü, meslek yasasının olmayışı dolayısıyla birden fazla işin onlara yüklenmesi, tabiri caizse alternatif bir personel olarak görülmeleri ve birçok işin onlara yüklenmesi oldukça motivasyon düşürücü ve ekonomik kaygılardan kaynaklı kendi mesleklerini yeterince iyi icra etme konusunda da kaygıları olmaya başlıyor elbet.” şeklinde konuştu.
“Yeni Mezun Psikologlar Sahaya Hazırlıksız ve Düşük Ücretle Atılıyor, Emek Sömürüsü Artıyor”
Yeni mezun psikologların sahaya hazırlıksız atılmasına dikkat çeken Çelebi, “Sadece tamamen bir teorik bilgiyle yani sudan çıkmış balığa dönüp teori bilgileriyle sahaya atılmaları fakat saha dinamiğinin çok farklı olması, çok gerçekliğe baktığımızda biz teoride öğrendiğimiz kitaplarda şöyle bir gerçeklik var: psikolojide çoğu kitap çeviridir. Yeni uzmanlarımız alanla ilgili kitaplar yazmaya başladı ama 100 yılı geçen bir geçmişi yok baktığımızda psikolojinin ve bu durumda şöyle etkiliyor, kitabi bilgileri sahada kullanmak çok zor. Yeni mezunların iş bulma olanakları çok düşük çünkü onlara direkt şu teklif ediliyor: sen zaten yeni mezunsun deniyor ve düşük ücretle çalışmaları teklif ediliyor. Onun dışında gönüllü olarak bu işi yapıp biraz işi öğren deniyor. Hâlbuki zaten işi bilen kişi kendisi. Ama ne yazık ki emek sömürüsüne maruz kalıyorlar.” dedi.
“Psikoloji Mesleği Sosyal Medyada Yanlış Tanıtılıyor, Ön Yargılar Suiistimal Ediliyor”
Ekonomik kaygıların mesleki bağlılığı olumsuz etkilediğini belirten Çelebi, sosyal medya ve diziler aracılığıyla mesleğin yanlış tanıtıldığını da dile getirdi: “Mesleğe karşı ön yargıların yıkılması ve mesleğin daha fazla tanınmasını desteklemiş oldu. Fakat günümüzde geldiğimiz noktada maalesef ki suiistimal edilmeye başladı. Ve meslekle hiçbir ilgisi olmayan kişilerin sürekli bununla ilgili sosyal medya uzmanlarının dahi bununla ilgili paylaşımlar yapıp, bir uzmanmış gibi yorumlar yapıp insanlara yanlış bilgi aktarması söz konusu oldu.”
“Ruh Sağlığı Uzmanlarının Psikolojisine Yeterince Önem Verilmiyor”
Ruh sağlığı uzmanlarının ruh sağlığına yeterince önem verilmediğini vurgulayan Çelebi, “Evet, ruh sağlığı uzmanları kendi psikolojilerini korumaya yönelik çalışmalar yapıyor. Belki de çok fazla gündeme getirilmesi insanların ruh sağlığı uzmanlarına karşı güvenini olumsuz etkileyebileceği için bu kadar gündeme gelmiyor. Dediğim gibi ruh sağlığı yeni bir alan ve insanlar ruh sağlığı desteği aldığı zaman bunun bir konfor alanının içerisinde olması gerektiğine inandığı için biraz arka planda kalıyor.” ifadelerini kullandı.
“Psikologlar da İnsan: ‘Her Zaman İyi Olmak Zorunda Değiliz’”
Mesleklerinin toplumda zaman zaman yanlış anlaşıldığını söyleyen Çelebi, “Bu bazen ailemizde ya da yakın çevremizde de her zaman yaşadığımız bir şey: ‘Sen psikologsun, sen bile böyle yapıyorsan olmaz’ şeklinde zorbalanıyoruz aslında. Ruh sağlığı uzmanı olabiliriz ama her zaman iyi olmak zorunda değiliz. Günün sonunda ruh sağlığı olmak bizim mesleki kimliğimiz ama onun dışında bizim bir hayatımız, bir geçmişimiz, bir gelecek planlarımız olduğunu unutmamak gerekiyor. Her zaman iyi olmayabiliriz. Bazen kendimizi iyi hissetmeyebiliriz. Bu çok doğal çünkü biz birer insanız ve karşımızdaki insanı dinlerken duygusal olarak ister istemez bundan etkilenebiliyoruz.” dedi.
“Psikologlara Yönelik Mesleki Zorbalık ve Mobbing: ‘Sürekli İyi Olmamız Beklenemez’”
Sözlerini mesleki zorbalık ve mobbing konusuyla tamamlayan Çelebi, “Onun için kendimize süreç tanımak, insanların her zaman iyi olacağımızı ve duygusuzmuş gibi davranmamızı beklemelerini çok doğru bulmuyorum. Çokça karşılaşılan bir zorbalık türü mesleki anlamda. Bunun aynı zamanda bir mobbing olduğunu düşünüyorum ve acil müdahale edermiş gibi sürekli insanlara iyi gelecek, sürekli tebessüm edecek, motivasyonu düşmeyecek gibi düşünmek büyük bir hata olur.” şeklinde konuştu.