Sıcak Havalara Rağmen Büyük İlgi

Hava sıcaklığının 38 dereceye ulaştığı kentte, Türkiye’nin dört bir yanından gelen çok sayıda ziyaretçi, Göbeklitepe’de Neolitik döneme ait “T” biçimli dikili taşları, yabani hayvan figürlerini ve tapınak kalıntılarını inceleme fırsatı buldu. Ziyaretçiler, bölgenin tarihi hakkında bilgi alırken bol bol fotoğraf çekerek anı ölümsüzleştirdi.

Göbeklitepe2-1

“Herkesin Görmesi Gereken Bir Yer”

Ziyaretçilerden Hüseyin Nacaroğlu, Göbeklitepe’nin büyüleyici bir atmosfere sahip olduğunu vurgulayarak, “Burası çok farklı ve özel bir yer. Sadece Türkiye’nin değil, insanlık tarihinin en önemli duraklarından biri. Herkesin hayatında en az bir kez gelip görmesi gerekiyor,” dedi.

Göbeklitepe, hem akademik hem de turistik açıdan önemini korumaya devam ederken, yaz döneminde de ziyaretçi ilgisinin artarak sürmesi bekleniyor.

Göbeklitepe: İnsanlık Tarihini Yeniden Yazdıran Keşif

Şanlıurfa’nın 20 kilometre kuzeydoğusundaki Örencik köyü yakınlarında yer alan ve arkeoloji dünyasında "tarihin sıfır noktası" olarak kabul edilen Göbeklitepe, insanlık tarihine dair bildiklerimizi kökten değiştiren bir keşif olarak öne çıküyor. Yaklaşık 300 metre çapında ve 15 metre yüksekliğinde bir alana yayılan bu anıtsal yapı, yalnızca mimari özellikleriyle değil, insanlık tarihine kattığı yeni bilgilerle de dikkat çekiyor.

Tarihin Bilinen İlk Tapınağı

Göbeklitepe, günümüzden tam 12.000 yıl önce, henüz yerleşik hayata geçmemiş avcı-toplayıcı topluluklar tarafından inşa edilen dünyanın bilinen en eski inanç merkezi olma özelliğini taşıyor. Çakmak taşları ve ilkel aletlerle, tamamen insan gücü kullanılarak yapılan bu devasa yapı, insanlık tarihine dair ezberleri bozuyor.

Ezber Bozan Keşif: Önce İnanç, Sonra Tarım

Uzun yıllar boyunca öğretilen “İnsanlar önce tarımı öğrendi, sonra yerleşik hayata geçti” tezi, Göbeklitepe’nin keşfiyle geçerliliğini yitirdi. Göbeklitepe, insanların inanç temelli bir araya gelerek ibadet alanları kurduklarını ve bu yoğun sosyal yaşamın zamanla yerleşik hayata geçişi zorunlu kıldığını ortaya koydu. Kalabalık toplulukların bu merkez etrafında toplanmasıyla tarım ve hayvancılığa geçişin başladığı, böylece yerleşik yaşamın şekillendiği düşünülüyor.

Piramitlerden ve Stonehenge'den Çok Daha Yaşlı

Göbeklitepe, Malta’daki tapınaklardan 6.500, Stonehenge’den 7.000 ve Mısır Piramitleri'nden ise tam 7.500 yıl daha eskidir. Ancak onu bu yapılardan ayıran sadece yaşı değil. Göbeklitepe’de bulunan "T" biçimindeki dikili taşların belirgin bir şekilde insanı sembolize etmesi, onu Neolitik Dönem'in sembolik ve kültürel dünyasını yansıtması açısından benzersiz kılıyor.

Göbeklitepe3-1

Neolitik Çağın Sanat Harikası

Göbeklitepe’de bulunan heykeller, kabartmalar ve taş işçiliği, modern heykeltıraşları dahi kıskandıracak düzeyde bir ustalık sergiliyor. Yapının en dikkat çekici yönlerinden biri ise yaklaşık 1.000 yıl boyunca kullanıldıktan sonra insanlar tarafından bilinçli olarak toprakla kapatılmasıdır. Bu durum, Neolitik insanın mirasını koruma ve kutsal değerlere sahip çıkma bilincine sahip olduğunu gösteriyor.

Tescilli Dünya Mirası

2011 yılında UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne alınan Göbeklitepe, 2018'de Bahreyn’de düzenlenen 42. Dünya Mirası Komitesi Toplantısı’nda Türkiye’nin 18. kültürel varlığı olarak UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne dahil edildi.

Gizem Perdesi Hâlâ Aralanmadı

Göbeklitepe, arkeolojiye pek çok yeni bilgi sunarken bir o kadar da gizemli soruyu beraberinde getiriyor: Bu tapınakları kimler yaptı? 60 tonu bulan devasa sütunlar o dönemin teknolojisiyle nasıl taşındı? Tapınakların üzeri neden tonlarca taş ve toprakla örtülerek gömüldü? Ve en önemlisi, bu anıtların asıl amacı neydi?

Kesin olan tek şey, Göbeklitepe’nin sadece Şanlıurfa’nın değil, tüm insanlık tarihinin en önemli kilometre taşlarından biri olduğudur. Bölgede sürdürülen arkeolojik kazılar, insanlığın geçmişine ışık tutmaya ve tarihe dair bilgileri yeniden şekillendirmeye devam ediyor.

Kaynak: ANADOLU AJANSI