Şanlıurfa Hemofili ve Talasemi Derneği Başkanı Ali Yıldırım, hemofili hastalarının sağlığının ciddi risk altında olduğunu belirterek, Türkiye’de kullanılan tedavi ürünlerine yönelik politikaların hasta güvenliği ve bilimsel veriler ışığında yeniden ele alınması gerektiğini söyledi.
Yıldırım, bilimsel çalışmalara dikkat çekerek, insan kaynaklı plazma türevi Faktör VIII ürünlerinde inhibitör gelişim oranının yaklaşık yüzde 10, buna karşılık rekombinant kaynaklı ürünlerde bu oranın yüzde 25–30 seviyelerine çıktığının bilindiğini ifade etti. İnhibitör gelişiminin hemofili hastaları için hayati riskler oluşturduğunu ve tedavi sürecini son derece zorlaştırdığını vurguladı.
Bu doğrultuda Sağlık Bakanlığının, rekombinant kaynaklı ürünlere yönelik mevcut uygulamaları gözden geçirmesinin ve hasta sağlığını önceleyen yeni bir planlama yapmasının zamanı geldiğini belirten Yıldırım, insan kaynaklı plazma türevi Faktör VIII ürünlerinin güvenilirliği ve olumlu klinik sonuçları dikkate alınarak kullanımının artırılmasının büyük önem taşıdığını dile getirdi.
Ayrıca, insan kaynaklı plazma ürünlerinin Türkiye’de üretilmesinin; arz güvenliği ve sürdürülebilir sağlık politikaları açısından stratejik bir gereklilik olduğuna dikkat çeken Yıldırım, bu adımın uzun vadede hem hastalar hem de sağlık sistemi için önemli kazanımlar sağlayacağını kaydetti.
Saha gözlemleri ve hasta geri bildirimlerine de değinen Yıldırım, tedavi tercihleri konusunda hastaların yeterince bilgilendirilmesi ve hekim–hasta karar sürecinin güçlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Bu sürecin şeffaflık, bilimsel veriler ve hasta yararı temelinde yürütülmesinin elzem olduğunu ifade etti.
Bir sivil toplum kuruluşu temsilcisi olarak devlete çağrıda bulunan Yıldırım, hemofili hastalarının hayatını doğrudan etkileyen bu alanda gerekli düzenlemelerin kapsamlı şekilde ele alınarak hayata geçirilmesini talep etti.




