Emin Güngör; kazazlık mesleğine alıştık, memnuniyeti önceden başladı ve halen de devam ediyor, bizim mesleğimiz önceden de altından kıymetliydi bana göre şuanda da altından kıymetli. Ben bu mesleğin sayesinde kuyumculukta yaptım, gece olunca kazaz pazarı çarşısı vardı. Orada 40 küsür tane ustamız vardı onların çırakları vardı hep çalışırdık.
Mahmut Çayci; Bizim bu sanatlarımızı burada icra edip, herkesin kendi sanatını burada icra edip, kendi sanatının hakkını verip bizlere destek vermelerini istiyoruz.
Kadir Güngör; Burası sadece Şanlıurfa"nın değil Türkiye"nin değeri burada ki ustalarımız, kimisinin Türkiye"de bir eşi yok örneğin kazaz ustası babam Mehmet Emin Güngör"ün ikinci bir eşi yok.
Yasemin Bilici ; Çok güzel bir şekilde buralara getirildik, ustalarla beraber tek çatı altında toplandık, birbirimizi tanımayan, bilmeyen birçok usta ile burada tanıştık, görüştük. Sanatlarımızı burada icra edip dışarıdan gelen yerli ve yabancı turistlere en güzel şekilde kültürümüzü tanıtmaya, çalışmaya ve onları anlatmaya başladık
MESLEĞİMİZ ÖNCEDEN DE ALTINDAN KIYMETLİYDİ
Mehmet Emin GÜNGÖR Şanlıurfa Gazetesine yaptığı açıklamada;, 1942 doğumluyum, 1947 yılında da kazazlık mesleğine başladım. Çıraklık yaptığımız dönemler de ustalarımıza çay getirirdik, dükkânı süpürürdük, 5 – 6 yaşlarında ki çocuğun yapacağı işleri yapıyorduk. Hem Kuran"ı Kerim öğrenmek için hocaya gidiyorduk hem de bir meslek sahibi olalım diye annemize söyledik o da babamıza söylemiş ve babam da tanıdıkları vardı diye kazazcılık mesleğini uygun gördü. O şekilde kazazlık mesleğine alıştık, memnuniyeti önceden başladı ve halen de devam ediyor, bizim mesleğimiz önceden de altından kıymetliydi bana göre şuanda da altından kıymetli. Ben bu mesleğin sayesinde kuyumculukta yaptım, gece olunca kazaz pazarı çarşısı vardı. Orada 40 küsür tane ustamız vardı onların çırakları vardı hep çalışırdık. Saat 5 olunca karanlık olurdu dükkânı kilitlerdim, kuyumcu arkadaşım vardı giderdim onun yanına kaynak işleri yapardık, imalat yapardık, kuyumculuğu da kazazcılığın hayrına alıştık. Ben İstanbul"da 30 seneye yakın kuyumculukta yaptım sonra yine buraya geldik, yine eski mesleğe döndük ve şuan benim için 5 lira, 10 lira, 50 lira bir şey sattığım zaman sanki 10 maaş almışım gibi bana geliyor öyle hoşuma gidiyor. Küçükken yaptığım meslek unutulmuyor, Allah unutturmasın inşallah, biz istiyoruz ki unutulmadın fakat bizim Şanlıurfa"daki mülki amirlerimiz Allah razı olsun onlardan herhalde işleri fazla olduğundan dolayıdır bizimle fazla ilgilenemiyorlar. İlgilenmedikleri için biz de biraz nazlanıyoruz gibi geliyor ama değil, benim şuan da yaşım 80"i buldu tabi herkes gibi biz de bir gün öleceğiz. Biz diyoruz ki bu meslek mezara gitmesin, Cumhurbaşkanımızdan Allah razı olsun, güzel bir toplantı yaptı illerde ki bazı ustaları çağırdı ona da çok teşekkür ederiz, Allah Cumhurbaşkanımızı da var etsin. Fakat kimse demedi mi acaba Şanlıurfa"da da usta yok mu diye, ben sadece Şanlıurfa"nın sanatkârı değilim ben Türkiye"de tek ustayım. Bu mesleği şimdi oğluma öğretiyorum dedik en azından alışsın ki bu meslek mezara gitmesin, örneğin iş kur üzerinden bizlere talebe gönderseler biz onları yetiştiririz. Ama biz sanki üvey evlat gibi kaldık burada, bana öyle geliyor, bu yaşta böyle de konuşmak güzel bir şey değil ama keşke Cumhurbaşkanımız Şanlıurfa"da da kimse yok mu deseydi. Şanlıurfa"da hattat var, kemik tarak yapan ustalarımız var, kürkçü ustalarımız var, keçeci ustalarımız var, neyci ustalarımız var. Türkiye"de bu ustalarımız az sayıda bulunan ustalarımızdır, ben Türkiye"de yalnızım, ben böyle derken de utanıyorum tabi şimdi mecbur kaldık belki bir duyan olur, belki haber eden olur, inşallah olacaktır. Güzümüz yettiği kadar biz çalışmak istiyoruz bu meslek ölmesin, yazıktır, bu yöresel takıdır, Güneydoğu"nun bütün folklor ekibin de kullanılan bir kostüm yapıyoruz biz her türlüsünü, Diyarbakır tarafının taktığı takıların imalatı Şanlıurfa"dır. Okullar bize gönderirlerdi flamalarını, bayraklarını onların püsküllerini biz değiştirirdik, ustalarımız değiştirirdi biz onlardan görürdük. Yörenin bütün renkli kaytanlarını, altın kaytanlarını, bayanların taktığı tüm kostümlerini yapıyoruz, şimdi hala 70 – 80 yaşında insanlar geçiyor bunu annem takıyordu, bunu hanımım takıyordu, kızım takıyordu biz bunlardan alıyorduk bunlar yine çıkmış deyip seviniyorlar demek ki kimsenin haberi bile yok. Biz bunları tekrar canlandırmak istiyoruz, canlanır da inşallah büyüklerimizin desteğini istiyoruz tabi. Paradan dolayı değil, illa parasal değil bize maneviyat verse örneğin Ankara"ya telefon açsın desin ki, bizim burada da kültür bakanlığı sertifikalı ustalarımız var bunları neden çağırmadınız? Yine sizin gazetenize de inşallah teşhir olunur, duyulur, inşallah Urfa"ya da sahip çıkarlar.dedi.
BAZI USTALARIMIZ HEM KENDİSİ SANATINI İCRA EDİYOR HEM DE O SANATI TANITIP ÖĞRENCİLER DE YETİŞTİRİYORLAR
Ahmet Kadir GÜNGÖR Şanlıurfa Gazetesine yaptığı açıklamada ; Kazaz ustası Mehmet Emin Güngör"ün oğluyum, kendisinden bu mesleği öğrenmeye çalışıyorum inşallah ileride de sertifikamı alıp devam ettirmek niyetindeyim. Sanatı yaşatıp, elimizden geldiğince tanıtıp yaşatmaya çalışacağız inşallah. Daha önceden rızvaniye külliyesinde Valiliğimiz destekleyip bu sanatların yaşatılması için destek veriyorlardı, yetkililer geliyordu, toplantılar yapıyorlardı, bizlere destek veriyorlardı. Ama şuan ustalarımız adeta kenara atılıp değersizleştirilmeye çalışılıyor bir nevi çünkü yetkililer yeni yapılacak olan projeler dâhil etmiyorlar aksine kendilerini buradan çıkarma eyleminde bulundular alternatif yerler sunulmadan. Burası sadece Şanlıurfa"nın değil Türkiye"nin değeri burada ki ustalarımız, kimisinin Türkiye"de bir eşi yok örneğin kazaz ustası babam Mehmet Emin Güngör"ün ikinci bir eşi yok. Bazı ustalarımız hem kendisi sanatını icra ediyor hem de o sanatı tanıtıp öğrenciler de yetiştiriyorlar. Örneğin neyzen var, kazaz ustası var, hat sanatı var, def ustamız var hepsi de islamla özdeşleşmiş sanatlardır. Bunlar bize ait, ülkemize ait sanatlar, bunları değerlendirip Urfa"mızın sanatına katkı sağlayıp hem de ustalarımıza değer verebilir yetkililer. Bu aynı zaman da kendilerine de bir kazanım olur, yetkililerden nacizane isteğimiz tekrar ait olduğu değeri vermeleri, ustalarımız kırgın ama tabi desteği bekliyorlar, asla ümit kesmediler, yetkililerden desteği her zaman bekliyoruz.dedi.
KENDİ SANATININ HAKKINI VERİP BİZLERE DESTEK VERMELERİNİ İSTİYORUZ.
Mahmut ÇAYCI Şanlıurfa Gazetesine yaptığı açıklamada ; lakabım tarakçızade, Şanlıurfa Valiliğimizin olsun, Şanlıurfa belediyelerimizin olsun bizlere ve el sanatlarına sahip çıkmalarını istiyoruz. Biz demiyoruz bizlere maaş versinler, para versinler, biz maddi olarak istemiyoruz, biz manevi olarak bizlere sahip çıkmalarını istiyoruz. Bizim bu sanatlarımızı burada icra edip, herkesin kendi sanatını burada icra edip, kendi sanatının hakkını verip bizlere destek vermelerini istiyoruz. Cumhurbaşkanımız ne diyor, istihdam, geçenler de kendisi açıklamıştı projelerinden bir tanesi. İstihdam ve üretmek o zaman belediyelerimizin ve Valiliğimizin bizlere destek vermelerini istiyoruz. Burada yaklaşık 2 yıldır ayrılma diye söylentiler var, daha önceden de bizlerle toplantılar yapıldı, turizme kazandırılması açısından, daha sosyal faaliyet alanına geçmesi için, buranın maneviyatının gelen turizme sağlaması açısından. Tek bize değil tüm tezgâhları kaldırıp buranın tek kalem halinde giriş ve çıkışlarının olup artı olarak burada Hz. İbrahim peygamberimiz ve diğer yaşayan peygamberlerimizin hayatlarını anlatacak şekilde burayı insanlara tanıtmak. Biz de diyoruz ki en azından burada ki unutulmaya yüz tutmuş sanatların ustalarına da sahip çıksalar gerekirse bizi de bu projeye katsınlar, proje olmuyorsa da bize bir yer versinler. Yine de memleketimiz için hayırlı olacaksa, memleketimiz için hayırlısı ne ise o olsun diyorum. Ben kemik tarak ustasıyım, Peygamber Efendimizin sünnetidir, Hadis-i Şerif"te diyor ki 'Kemik tarak kullanmaya bakın." Bunu da araştırabilirler, ben Türkiye"de değil dünya da unutulmaya yüz tutmuş bir sanatı icra ediyorum. İnsanlar kemik tarağı kesinlikle sağlık için alıyorlar, ben turizme büyük bir katkı sunuyorum, geçen günler de TRT KÜRDİ kanalı benim belgeselimi yayınladı ve birçok haber ajanslarında benim haberlerim var. Ve bu haberler de kazancı pazarını tutun, isot pazarını tutun, gümrük hanını tutun, balıklı gölü tutun hepsinin tanıtımına büyük katkı sundum. Ben diyorum ki bakın ben kendim bir yerlere geldim yaklaşık 40 bin takipçim var, ben dünyanın her tarafına bu tarağı gönderiyorum, nereden geliyor Şanlıurfa"dan geliyor. Şuan da bu sanata Bozova halk eğitim merkezi sahip çıktı, bana destek verdi ama ben istiyorum ki merkez de destek versin bana, ben maddi açıdan bir şey istemiyorum, bana bu sanatımı tanıtacak bir yer sunsunlar başka bir şey istemiyorum.dedi.
BİZLERE DESTEK OLSUNLAR, BU GÜZELLİĞİ YAŞATMAYA DEVAM ETSİNLER
Yasemin BİLİCİ Şanlıurfa Gazetesine yaptığı açıklamada ; unutulmaya yüz tutmuş el sanatları keçecilik üzerine Kültür Bakanlığı devlet sanatçısıyım. Aslında bizim çok büyük sorunlarımız yoktu ama son zamanlar da gündeme gelen ve dile getirilen, büyük bir sorun olmaya başlayan bir sorunumuz olmaya başladı. Çok güzel bir şekilde buralara getirildik, ustalarla beraber tek çatı altında toplandık, birbirimizi tanımayan, bilmeyen birçok usta ile burada tanıştık, görüştük. Sanatlarımızı burada icra edip dışarıdan gelen yerli ve yabancı turistlere en güzel şekilde kültürümüzü tanıtmaya, çalışmaya ve onları anlatmaya başladık. Ama gel gelelim ki pandemi sonrasında çıkıp Buralara geldik, yeniden hayat bulduk, nefes aldık ama bizlere birer yazı verildi buranın boşaltılmasının gerektiğine başka projeler de kullanılacağına. Bizlere yer sunuldu ama bizlere kira karşılığı, kira bedeliyle yerler sunuldu. Biz zaten kiralarını ödeyecek insanlar olsak bizlerin buralar da ne işi var zaten devletin bizlere desteği ile bizler buralardayız, büyüklerimizin bizlere vermiş olduğu destekle biz buradayız. Yoksa biz bu gibi makamlara, bu gibi yerlere yer tutup satabilme mümkün değil hiçbir şekilde erişemeyiz ne ben ne de benimle beraber burada bu işi icra eden arkadaşlarım. Ama sağ olsun büyüklerimiz böyle bir projeye imza attılar, bizleri burada topladılar, tek çatı altında bu ürünlerimizi, bu güzelliklerimizi sergilemeye başladık. Onlardan ricamız bizlere destek olsunlar, bu güzelliği yaşatmaya devam etsinler eğer bizler de bir kusur varsa bizleri en güzel şekilde uyarsınlar.dedi.
Şanlıurfa el sanatları ustalarının yer sorunu(video)
Şanlıurfa"daki el sanatları ustalarının bir kısmının faaliyet gösterdiği rızvaniye külliyesine yeni proje uygulaması nedeni ile ustalar endiseli.
Muhabir: Haber Merkezi
Yorumlar