Mehmet Emin Karataş www.sanliurfagazetesi.com'a yaptığı açıklamada; 1966 Şanlıurfa doğumluyum, yaklaşık olarak 35 yıldır bu işle uğraşıyorum. Mesleğimiz sürekli lazım olan bir sektördür, tabi at arabaları eskiden daha çoktu şimdi tabi eskiye göre piyasa da azalmış ama yine de satılıyor. Atın nalı, hamudu, bellemesi, dizgini, koşumu, at arabasının boyası, civatası bunlar halen satılıyor. Eskiden bu kadar araç yoktu, herkeste at arabası vardı ama teknoloji eskiye nazaren daha çok gelişti, eskiden bu kadar araç yoktu şimdi herkesin aracı var eğer biçer döverler olsun eğer traktörler olsun. Bu yüzden gittikçe mesleğimiz tükeniyor ama yine de şuan devam ediyor, bazı yerlerde, köyler de halen at arabaları kullanıldığı için mesleğimiz devam ediyor. At arabası Urfa"da eskiden binlerce vardı şimdi belki toplasan 50 tane yok piyasa da, köyler de yine var, köyler de yine bulunuyor. Bizim mesleğimiz değişik, kimi geliyor örneğin cıvata alıyor, kimi geliyor kapısına bir kilit alıyor, kimi hayvanına bir ürün alıyor, kimi çocuk beşiği alıyor, kimi zencir alıyor az çok satılıyor. Tabi bundan yaklaşık olarak 10 yıl öncesine bakarsak tabi işlerimiz o zamanlar da daha çoktu, Beykapısı Mahallesindeyiz, eskiden burada postalar duruyordu, hayvan mezatı vardı, köy postaları duruyordu bu yüzden daha çok işimiz oluyordu. Şimdiye bakarsak eskiye nazaren yine işimiz oluyor, olmuyor değil, ürünlerimiz değişik olduğu için satılıyor. Tabi o zamanlar daha çok ürün satıyorduk, şimdi ona göre daha az satılıyor, teknoloji gittikçe gelişiyor, daha yeni ürünler çıkıyor. At arabası kullananların sayıları azaldı tabi işimizi etkiledi ama bizim satmış olduğumuz ürünler karışık olduğu için diğer ürünlerle satış yapıyoruz, örneğin sepetli motorla hamallık eden birinin bile yine yevmiyesi çıkıyor. Örnek verecek olursa elek çeşitleri de var bizde, kimi gelip susam için alıyor, kimi biber için alıyor, kimi fıstık için alıyor yüzlerce elek çeşitleri var.dedi.

Muhabir: MENDUH KİRLİ

Muhabir: Menduh Kirli