Yazık Değil mi Bu Ana Kuzularına 1. yazımda tüm yazacaklarımı sığdıramadığım için, o yazıya 1 Adını vermiştim. (Gerçi bu konuda on yıllar binlerce yazı yazıldı. Benim bir iki yazımdan ne çıkar.) ve bir Baba olarak, Bu konuda içimden geçenleri, Kendimce Sıkıntılarımızı, sorunlarımızı dile getirmiştim. Yazıdan sonra değerli okurlardan ve dostlarımdan değişik tepkiler aldım. Yazmadığım, yazamadığım, yazmak istemediğim değişik konuları dile getirdiler. Hepsinin ilgilerine teşekkür ediyorum. Hepsine saygı duyuyorum. Eminim, onlarda en az benim kadar bu konudan muzdaripler. Dışa vuran sadece çaresizliklerimiz.

Yine Hafta içerisinde, Bir Ulusal Kanalda, Prof. Dr. Ümit ÖZDAĞ'ın da konuk olarak katıldığı bu konudaki söyleşiyi ibretle izledim. Değerli hocamın çok güzel tespitleri vardı. Bu değerli fikirlerden Yararlanmak gerekir diye düşünüyorum.

Yine geçen hafta, Bir çocuğu dağda, Bir çocuğu Şehit olan Adıyamanlı Annenin feryatlarına tanık olduk, İçimiz burkuldu, Yumruğumuzu sıktık. Acımızı içimize akıttık.

Bu Annenin suçu ne. Bu yarayı tamir edebilir miyiz. Allah kimsenin başın vermesin.

Genelkurmay Başkanlığı 5 Ayda 373 Teröristin etkisiz hale getirildiğini, 88 Asker, Polis ve Geçici Köy Koruyucusunun Şehit olduğunu duyurdu. Bu yazıyı yazdığım gün Hakkari de 100 Teröristin daha etkisiz hale getirildiği açıklandı. Yine bir Ulusal Gazetede bir Rütbeli Asker Hain öldürmekten yorulduk diyordu. Düşünebiliyor musunuz. Bir Asker Savaştaymış gibi, Adam öldürmekten yorulmuş. Hem de çoğu kendi Vatandaşını öldürmekten.

Tüm bu kadar kan ve gözyaşının ardından, Ülke olarak ne kazandık, ne kaybettik düşündüğümüz zaman, kaybımızın çok, kazancımızın bir hiç olduğunu görürüz.

O halde bu iş vurma, kırma ile çözülmeyecek, konuşma, anlaşma ile çözülecektir. Bunu derken, Karşı tarafında yok 1 saat dahi olsa bir yerlere bayrak dikmek, 400 kilometre karelik alana Devlet giremiyor, İmralı'dakine önce ev hapsi sonra serbest bırakılması gibi, beyhude fikirlerden ve taleplerden vazgeçip, Adıyamanlı Anne'nin masum kuzularını birbirlerine kırdırmaktan vazgeçmelidir.

Bu Ülkede, Demokrasi anlamında atılması gereken adımların olduğu muhakkaktır. Ancak, şurası bir gerçektir ki, Buna rağmen. Bugün terörizme destek veren, bizi birbirimize kırdıran, masum kuzucuklarımızı katlettiren, Başta komşularımız olmak üzere, bir çok Ülkeden Demokrasimiz daha güçlüdür, daha ileridir, daha insancıldır. Hele hele, daha düne kadar köyleri, kasabaları topluca yok eden, Aşiret liderleri, molla başlarının, bize Demokrasi dersi verme gibi bir hakları ve yetkileri yok diye düşünüyorum.

Dostluk ve kardeşliğimizin artması, Ülkemizde Barış ve huzurun daim olması dileklerimle.

Kalın Sağlık ve Mutlulukla.

İsa GÜNEŞ

Çevre ve Yardım Gönüllüleri Dernek Başkanı