Bu yazımda biraz zülfü yare dokunmak istedim, neden mi? doğrusu bende sebebini bilmiyorum. Okuyunca siz karar verin.
Eğitimde sonuncuymuşuz ? Eh Urfa da İdareci yok .. Bursa dan gelecekmiş, İnşallah bizi yukarılara taşır. Ne diyelim..
Tarlalarımız, Harran Ovamız çoraklaşıyormuş.. Çiftçiye şunu ekme, bunu ek, şöyle sulama böyle sula, Şu gübreyi kullanma, bunu kullan diyen mi var. Ovada kaç tane Ziraat mühendisi faal, olsa ne yazar, onları dinleyen mi var. Bizim çiftçi en iyisini bilir. Gerisini hak getire…
Tamircileri evren sanayi sitesine taşıdık. Gidenler çok memnun. Ama kalan birkaç taneye, her gün yenileri ekleniyor. Yine eski tas, eski hamam, olsun canım düzen intizam neyimize, biz halimizden memnunuz kime ne….
Topdağındaki Besi mağaralarındaki hayvanlar taşınacakmış. Eh ! ne diyelim, güzel bir gelişme, İnşallah sonu diğerleri gibi olmaz..
Minibüslerimiz kartlı sisteme geçti, (Geçti mi geçmedi mi oda belli değil) kafamız karıştı. O otobüs oradan geçmiyor. Öbürü burada durmuyor. Birinde para, birinde kart geçiyor. Vatandaşın kafası karışık. Olsun alışlar alışırlar..
Kurumlar kapanmış, yenileri açılmış, yetkiler, sorumluluklar karışmış, vatandaşlar oradan oraya koşuşturuyor. Olsun canım alışırlar, alışırlar yenilikler, değişiklikler iyidir. Sistem, tecrübe dediğin ne ki, birkaç hatadan sonra olur biter…
Aklıma bir fıkra geliyor.
Akarsuyun birinde, Kurbağalar bakmışlar başları belli değil, Demişler bu böyle olmaz. Krala gidelim bize bir Reis tayin etsin. Gitmişler Krala, kral yarın size bir reis tayin ederim demiş ve ertesi gün, kurbağaların oynadığı suya bir tahta atmış, İşte reisiniz demiş. Kurbağalar önce mesafeli yaklaşmışlar, yavaş yavaş dokunmuşlar falan, bakmışlar reisten tık yok. Reisin üstüne çıkmışlar, pislemişler, reisten yine tık yok. Haşarı kurbağalar terör estirmeye başlamışlar. Yaşlı kurbağalar bu böyle olmaz, Krala gidelim reisimiz değiştirsin demişler. Ertesi gün Kralın karşısına çıkmışlar. Reislerinin acizliğini, çaresizliklerini anlatmışlar. Kral tamam demiş, yarın reisinizi değiştiririm ve ertesi gün, kurbağaların oynaştığı suya, bir yılan bırakmış ve yeni reisiniz bu demiş. Kurbağalardan bazıları tahta reisin verdiği rahatlıkla, yeni reise ellerini uzatmaya kalkmışlar. Yılan bu… Elini uzatanı yemiş, kak diyeni yutmuş, vak diyeni yutmuş. Kurbağalar bakmışlar ki nesilleri tükenecek. Bir koşu Kralın yanına varmışlar. Eyvah kralım, biz ettik sen eyleme, bu yeni yılan reisimiz, neslimiz tüketecek, bu reisimizi de değiştir diye yalvarmaya başlamışlar. Kral yok..! demiş, sizin hakkınızdan ancak bu reis gelir. Siz bu reise layıksınız. Demiş. Fıkra bu işte??...
Ne dersiniz, biz bunlara mı layığız. Hayır canım sende… O sizin hüsnü kuruntunuz. Kalın Sağlık ve esenlikle. İsa GÜNEŞ