30 yıl devam eden ve tahmini 30.000 gencimizin canına mal olan bizce anlamsız çatışma, son iki yıldır çözüm sürecine girdi. Halkın % 70ine yakını da bu çözümü destekliyor. Ama gelin görün ki, Bazı siyasilerimiz bu çok önemli ve hayati meseleyi iç politika malzemesi yapmak istiyor. Bunun üzerinden oy avcılığı yapmak istiyor. Oysa bu konu Türkiyenin en önemli sorunudur. Asla art niyetli hesaplara gelmez. Daha geçen gün, hem hükümet kanadı, hem de HDP kanadı 10 maddelik anlaşma metni yayınladılar. Bu maddeleri 'Nevroz' kutlamalarında da deklere ettiler.

1. Demokratik siyaset tanımı ve içeriği,

2. Demokratik çözümün ulusal ve yerel boyutlarının tanımlanması,

3. Özgür vatandaşlığın, yasal ve demokratik güvenceleri,

4. Demokratik siyasetin devlet ve toplumla ilişkisi ve bunun kurumsallaşmasına yönelik başlıklar,

5. Çözüm sürecinin sosyo ekonomik boyutları,

6. Çözüm sürecinde demokrasi güvenlik ilişkisinin, kamu düzenini ve özgürlükleri koruyacak şekilde ele alınması,

7. Kadın, kültür ve ekolojik sorunların yasal çözümleri ve güvenceleri,

8. Kimlik kavramı, tanımı ve tanımlanmasına dönük çoğulcu demokratik anlayışın geliştirilmesi,

9. Demokratik cumhuriyet, ortak vatan ve milletin demokratik ölçütlerle tanımlanması, çoğulcu demokratik sistem içerisinde yasal ve anayasal güvencelere kavuşturulması,

10. Bütün bu demokratik hamle ve dönüşümleri içselleştirmeyi hedefleyen yeni bir anayasa.

Duyarlı, terör lanetinden nasibini almış, terörden bıkmış vatandaşlar, bu maddelerin yasal zemine oturtulmasını, hayata geçirilmesini beklerken, sorumsuz siyasilerin hiç böyle bir anlaşma yokmuş gibi, bunu provoke etmeleri doğrusu bizi umutsuzluğa düşürüyor.

Zaten bu süreç, baştan beri çok başlı gidiyor. Bu da doğru değil. Bir tarafta İmralı ve heyeti, Bir tarafta HDP, bir tarafta örgüt, bir tarafta kandil zevatları, Hükümet kanadı da öyle. Hükümet sözcüsü ayrı, Hükümet ayrı telden çalıyor. Hükümet partisi milletvekilleri cabası. Beyler lütfen kendinize gelin. Ülkenin prangalarını kıracak bu terör illetini bitirin artık. Bitirin de tarihe adınızı altın harflerle yazılsın.

Öncelikle tek ağızdan konuşmak lazım. Sorunu öne alıp, mümkün olduğunca ufaltıp, çözüm odaklı olup, çözüm odaklı konuşarak yapıcı bir üslupla bu işin üstesinden gelinebilir. Yoksa bu çok başlılıkla ÇÖZÜM olmaz. Tarihte bu fırsatı kaçıranları, provoke edenleri affetmez.

Cenabı Allah Ülkemize dirlik düzenlik vermesi dileklerimle, Kalın sağlık ve esenlikle..