Şanlıurfa’da Vakıflar Bölge Müdürlüğüne ait mülkler, belediyelere ait yerler ve hazineye ait yerlerin bir çoğu işgal ediliyor ve halende bu işgaller devam ediyor.
Rahmetli Bülent Ecevit’in 1970’lerde söylediği “Su kullananın Toprak işleyenindir” sözü Şanlıurfa’da gerçekten geçerli olduğunu üzülerek görüyoruz. Kamunun ister maliyenin, ister belediyenin ister vakıfların mülkiyetinde olsun. Birisi boş bir alan bulursa çöküyor ve kimsede ses çıkaramıyor. Şanlıurfa’nın tarihi ve turistik bölgeleri, vakıfların malları ve arazileri, okulların bahçeleri işgal ediliyor. bu arazileri korumakla görevliler kafalarını kuma gömmüşler. sonuçta, Halkın devlete olan güveni zedeleniyor. Kendi malını koruyamayan kurum ve kuruluşlardan halka hizmeti beklemek mümkün mü? Devletin etkili ve güçlü olduğu yerde adalet sağlanabilir. Allaha şükür devletimiz cumhuriyet tarihinden beri en güçlü olduğu dönemi yaşıyor. Milli Ordu, milli polis ve milli devletleşme tam hızıyla devam ediyor. Bağımsız Türkiye dünyada kendi politikasını üretiyor ve uyguluyor. Devletimiz güçlü ise uygulama yapamayan kamunun malları koruyamayan idareciler o koltukları bırakmalıdır. Yerlerine yapabilecekler gelmelidir. Şanlıurfa coğrafi olarak büyükse de Şanlıurfa’da herkes her şeyi biliyor ve görüyor. hiçbir şeyi yazmaya bile gerek yok.