Dehşet:İlimizde de geçmişten bu yana sendikalarımıza karşı tahammülsüzlük örneği sergilemekte olup; baskılarla, davalarla mücadelemiz sekteye uğratılmak istenmektedir. KESK Urfa Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Sıdkı DEHŞET yaptığı yazılı açıklamada ; Sendikalar; toplumun vicdanı, gözü, kulağı ve sesidir. Sendikal faaliyetlerimiz yasal güvenceye alınmış olduğu halde yaptığımız, her açıklamada, her etkinlikte, her yürüyüşte davalar açılmakta, sendikal faaliyetlerimiz engellenmeye çalışılmakta.Sendika yöneticileri olarak artık zamanımızın büyük bir kısmını adliye koridorlarında, geçirmekteyiz. Bu durum çalışma verimliliğimizi düşürmekte vatandaşın, nitelikli hizmet alamamasına sebebiyet vermekte. AKP kendisi gibi düşünmeyen her kesimi tasfiye ederek, yâda kendi anlayışına çekerek, dikta hükümeti olma yolunda hızla ilerlemektedir. Bu durumdan vazife çıkaran kimi idarecilerde AKP’nin bu despotik anlayışına hizmet etme yarışına girmiş durumdalar. Bu yaklaşım , toplumun vicdanını yaralamakta, sağır, dilsiz, görmeyen, duymayan, bilmeyen bireyler yaratılmak istenmektedir. İlimizde de geçmişten bu yana sendikalarımıza karşı tahammülsüzlük örneği sergilemekte olup; baskılarla, davalarla mücadelemiz sekteye uğratılmak istenmektedir. Sendika yöneticilerimize yüzlerce adli ve idari davalar açılarak bizlere geri adım attırılmaya çalışılmaktadır. Anlaşılan odur ki, birileri KESK’in bu ilkeli tutumundan son derece rahatsız olmuşa benziyor. Hükümet yanlısı sözde sendikalar gibi önlerinde divan pençe durmamız isteniyor. “Yolsuzluklarına, rantlarına hukuksuzluklarına göz yummamız isteniyor. KESK olarak gücümüzü örgütlülüğümüzden, kararlılığımızı inandığımız değerlerden aldık. Dolayısıyla bize dönük bu baskılar ,davalar nafile çabalardır. Mücadelemizi inandığımız değerler ekseninde, aynı kararlılıkla sürdüreceğimizi bir kez daha ifade etmek isteriz. Son Süreçte Açılan Davalar Hakkında Kamuoyuna Kısa Bir Bilgi Aktarmak İstiyoruz.26 Mayıs Grevinde gerçekleştirdiğimiz yürüyüşten dolayı. 18’i KESK’li yönetici ve üye olmak üzere. 87 kişi hakkında adli dava açıldı. Gerekçe yolu trafiğe kapatmak. Ancak bu gerekçeler başkaları için göz önünde bulundurulmamaktadır.Geçen yıl gerçekleştirilen barış yürüyüşüne katıldığımız için, toplam 7 KESK’li yönetici ve üye Adli ve idari dava açıldı. İdari davada 2 Eğitim-Sen yöneticisi 1 yıl kademe durdurma, bir Eğitim-Sen yöneticisi ise maaş kesimi cezası aldı.12 Kasım 2010 tarihinde gerçekleştirilmek istenen yürüyüşe, kolluk kuvvetlerinin sert müdahalesi sonucunda 32 yönetici ve üye gözaltına alındı ve adli dava açıldı. Hollanda devlet televizyonu mevsimlik tarım işçiliği konulu belgeseli için Eğitim-Sen Şube Başkanının vermiş olduğu röportaj dolayısıyla idari soruşturma başlatıldı. Gerekçe Karadeniz fıkralarını aratmayacak düzeyde. Açıklamasında 70 öğrencinin mağdur olduğunu ifade etmesidir. Resmiyete 40 bin’miş biz niçin 70 bin demişiz. Sendikaların görevi sorunları kamuoyunun bilgisine sormaktır. İdarecilerinde görevi soruşturma başlatmak değil sorunu çözmek olmalıdır. 12 Kasın Kadın Yürüyüşünde kolluk kuvvetlerinin sert müdahalesine dönük. savcılığa suç duyurusunda bulunuldu, ardından orada hazır bulunan basın mensuplarına, kısa bir değerlendirme yapıldı (UrfaHA) Bizler KESK’E bağlı sendikaların yöneticileri olarak yolsuzluğu, adaletsizliğe, haksızlığa, eşitsizliğe ve anti-demokratik uygulamalara her zamankinden daha fazla kararlılıkla, mücadele edeceğimizi kamuoyuyla paylaşıyoruz. Dedi (UrfaHA)
SİVİL TOPLUM
30 Aralık 2010 - 16:46
Sendikalar toplumun sesidir
Dehşet:İlimizde de geçmişten bu yana sendikalarımıza karşı tahammülsüzlük örneği sergilemekte olup; baskılarla, davalarla mücadelemiz sekteye uğratılmak ist
SİVİL TOPLUM
30 Aralık 2010 - 16:46