Evet… İtiraf ediyorum, “yanıldım”
Hem de çok bildiğimi zannettiğim siyaset konusunda ne derece yanılgıya düştüğümü 1 Kasım 2015 akşamı ciddi olarak anladım.
Propaganda döneminde yaklaşık 20 günlük sürede bu sütundaki yazılarımdan tam dokuzunda 13 yıllık AKP Hükümeti döneminde yapılan yanlışları anlatmaya ayırdım.
Bana, neden siyaset yazıyorsun, üstelik milliyetçilikten bahsediyorsun, boş ver bunları, sen Urfayı yaz, balıklıgölü, çiğköfteyi, göbeklitepeyi yaz… Şıllığı, kadayıfı yaz diyenler de oldu, kendince tehdit edenler de…
Halbuki, ben “körler mahallesinde ayna sattığımın farkındayım” da, beni eleştirenler bu kutlu davadan vazgeçmeyeceğimin bir türlü farkına varamadılar. Onlara hiç kızmıyorum çünkü, Nizam-ı Alem İlay-ı Kelimetullah davasının büyüklüğünü bilmiyorlar. Turan gerçekleştiğinde Türk milletinin ve bütün İslam aleminin nasıl refah ve huzur içinde yaşayacağının farkında değiller… İşte 20 gün süresinde yazdığım;
-Cesaretiniz Var mı?
-Uyku Orucu Başladı
-Devlet Beyin Çocukları
-Nerdesiniz Mustafa İçin Ağlayanlar?
-Kaçak Güreşenler
-Hayırcı Bahçeli
-Aç Gözünü Urfalı
-Artık Aldanma Urfalım
-Sandığa Gidiyoruz
Başlıklı yazılarımı kaleme almamdaki tek gayem milletimi gerçeklerle yüzleştirmekti… AKPnin ekonomimizde, ahlakımızda, milli güvenliğimizde, eğitimimizde, sağlığımızda sebep olduğu tahribatı dilimin döndüğünce anlatmaya çalıştım.
13 yıl içerisinde AKP eliyle yapılan ; zinanın serbest bırakıldığını, domuz ve at eti satmanın yolunun açıldığını, domuz çiftliği kurmak isteyenlere kredi verilmeye başlandığını, eşcinsellere kulüp/dernek kurma izni verildiğini, bankacılık ve finans sektörümüzün % 80inin yabancılara satıldığını, madenlerimizin, akarsu yataklarımızın, limanlarımızın yabancılara satıldığını veya kiralandığını, terör örgütüne gereğinden fazla taviz verilerek, terörle mücadele yerine müzakere edildiğini, ülkenin adım adım bölünmeye doğru gittiğini, BOPun dinimiz ve milletimiz için en büyük tehlike olduğunu ve daha bunlara benzer birçok yanlışı bıkmadan, usanmadan anlattım.
Yukarıdaki paragrafta bahsedilen icraatların hiçbiri benim değer yargılarımla örtüşmediğinden dolayı, toplumu uyandırmak için sürekli yazdım, konuştum, anlattım.
Fakat 1 Kasım 2015 akşamı sandıklar açılınca ne kadar yanıldığımı anladım. Beni asıl üzen seçimi kimin kazandığı ya da kaybettiği değil, beni asıl üzen yukarıda anlattıklarımızın milletimiz nazarında hiçbir öneminin olmadığını görmektir.
Benim değer yargılarımla, toplumun değer yargılarının farklı olduğunu yani şimdiye kadar yanıldığımı anladım. Her şeye rağmen, doğru bildiklerimi yazmaya, konuşmaya, haykırmaya devam edeceğim ve sonunda uyuyan milletimin uyanışına vesile olmaya çalışacağım.
İleriyi gören, ufku açık, değer yargılarının farkında olan Türk toplumu özlemimin gerçekleşmesi dileklerimle…