Urfa’nın hafızasında dilden dile aktarılan bazı isimler vardır. Bunlardan biri de hiç kuşkusuz, Fransız işgali yıllarında gösterdiği yiğitlikle tanınan Arap Reşo’dur. Beykapısı Şeniği olmasının yanı sıra Açıksu taraflarında Cabır adıyla anılan meşhur bir bahçesi vardı. İçinden çay geçen, meyve ağaçlarıyla dolu bu bahçede sık sık dostlarıyla eğlenceler düzenlerdi. Bahçenin hemen bitişiğinde ise Şeyhanlı aşiretinden Hacı Şeyho’nun bahçesi bulunuyordu. Zaman zaman Arap Reşo’nun hayvanları bu bahçeye girer, komşu Hacı Şeyho da durumu şikâyet ederdi. Arap Reşo ise çoğu zaman bu durumu alttan alır, mesele büyümeden geçiştirirdi.

Günlerden bir gün yine bahçede bir eğlence düzenlenmişti. Misafirler arasında dönemin tanınmış simalarından Ali Saip de vardı. Ali Saip, kültürlü ve itibarlı biriydi ancak içince taşkınlık yapardı. O gece Arap Reşo’nun hayvanları bir kez daha Hacı Şeyho’nun bahçesine girmişti. Haber ulaşınca Arap Reşo ve Ali Saip birlikte Hacı Şeyho’nun evine gittiler. Arap Reşo, olayı tatlıya bağlamak niyetindeydi ancak sarhoş olan Ali Saip hemen Hacı Şeyho’ya hakaretler savurmaya başladı. Babasına hakaret edilmesini daha fazla kaldıramayan Hacı Şeyho’nun oğlu silahını çekip Ali Saip’i vurdu. Ardından Hacı Şeyho da silahını çekerek Arap Reşo’yu öldürdü. Bu olay iki aile arasında kan davasını başlattı.

Arap Reşo’nun en büyük oğlu Mehmet, herkesin saygı duyduğu sakin kendi halinde bir gençti. Ancak babasının kanlı ölümü, onun hayatının dönüm noktası oldu. Mehmet bir kaç yıl içine kapandı fakat çevrenin baskısıyla intikam düşünceleri kısa bir süre sonra ilk cinayetinin gerçekleşmesine sebep oldu önce Hacı Şeyho’nun oğlunu öldürdü, ardından dağa çıkarak bir eşkıyaya dönüştü ve dağda olduğu süreçte 7-8 kişiyi daha öldürdü.

Bu olayların yaşandığı dönemde Urfa’nın sevilen iki idarecisi baştaydı: Belediye Başkanı Hacı Tevfik Saraç ve Vali Kadri Eroğan. Mehmet’in ailesiyle arası iyi olan Başkan Saraç ailenin kirvesiydi, Genç Mehmet’i de sever, zaman zaman onu korurdu. Mehmet de Saraç’a saygı duyardı.

Bir gece Mehmet ve arkadaşları paraya ihtiyaç duydukları için Saraç’ın evine gittiler. Yaşanan bir yanlış anlaşılma sonucu Hacı Tevfik Saraç vurularak hayatını kaybetti. Kimin ateş ettiği net olarak bilinmese de suç Mehmet’e yüklendi. Bu olay Mehmet’in halk nezdindeki itibarını sarsarken, aramalar da yoğunlaştı.

Vali Kadri Eroğan, bir ihbar üzerine Mehmet’i Cabır Dağı yakınlarında saklandığı mağarada yakaladı. Mehmet, atın arkasına bağlanarak şehir merkezine getirildi ve elleri bağlı bir şekilde sokak sokak gezdirildi bu durum Mehmet'i sevenleri de çok üzdü sonra vilayet binasının merdivenlerine çıkartılarak halka gösterildi. Daha sonra yargılamanın ardından 1960'da Adana’da idam cezasına çarptırılır.

Bu dramatik olaylar, Urfa halkının hafızasında yer eden ünlü bir türkünün de kaynağı oldu:

Cabur Dağ’dan kuş geliyor
Mavzer sesi hoş geliyor
Bölük bölük giden asker
Geri dönmüş boş geliyor

Yazık oldu genç yaşına vay
Memedim aslan Memedim
Memedim civan Memedim
Dağlarda ceylan Memedim
Ağ demir Pulat Memedim vay