Hatasız kul olmaz Orhan Gencebay'ın bir ara dillerden düşmeyen parçası ve hayatın da bir gerçeği.
Faniyiz bu dünyada ve bir fani olarak hepimiz tabii ki hata da yapabiliriz. Hatalı davranabilir, hatalı düşünebilir, hatalı konuşabiliriz. Önemli olan hayatımızdaki hataların oranı ve ehemmiyet derecesidir aslında. Hatalarımızın azlık ve çokluğuna göre veya bu hataların toplum hayatını ve kendi hayatımızı etkileyen ehemmiyet derecesine göre hayatta ve bir başkalarının gözünde değer bulur, değer alırız. Hatasız olduğunu iddia etmek ne kadar yanlış bir şeyse durup dururken pek mühim olmayan konularda hata aramaya kalkmak da o kadar yanlış bir şeydir. İtidal ve itidalli olmak, orta yol bulmaya çalışmak, anlayış göstermek, hoş görülü olmak, empati kurmak, açılım yapmak, eğitim, seminer, konferans gibi kavramlar hep aslında bir şeyi doğru anlamak ve daha doğru anlatabilmek için kullandığımız kavramlar ve faaliyetlerdir.
Bu sosyolojik gerçekçilikte karşımıza çıkan ve en çok eleştiri alan durum hata kabul etmeyen yapı ve kurumlardır. Benim hocam hata yapmaz, benim arkadaşım hata yapmaz, benim ailem hata yapmaz,benim liderim hata yapmaz tavrı sıklıkla karşılaştığımız bir durumdur ki genelde bu tavrı sergileyenler hata yapmadığını savundukları yapıyı koruma rolüne bürünerek o yapıya hizmet ettiklerini, iyilik yaptıklarını düşünürler. Oysa bu tavrın yaşanan durumun reel politiğine göre aslında koruduklarını düşündükleri yapılara ciddi zararlar verebileceğini, yıpratabileceğini de düşünmelidirler. Bu korumacı tavrın altında bazen korunulan yapının korumacılık yapan insanlara sağladığı imkanlar ve kullanım alanlarının da hesapta olduğu gözlerden kaçmayan ama bir doğrunun üstünü bilerek örtmeye çalışan vicdanların bizim konumuz dışında kalan basit ve ucuz hesaplarıdır aslında. Biraz gerçekçi olmak, kabul edilebilir hataları görmek, izah etmeye çalışmak, tebessümle karşılamak, haklılık payı vermek, eleştirilere katılarak, izah ederek neden sonuç ilişkisine bağlamak pek çok insana ve topluma daha sevimli gelebilir.
Özellikle gençlere hitap etmek ve gençleri etkilemek istiyorsanız bu tavır kesinlikle lazımdır derim. Çünkü gençlere izah edemediğiniz hiç bir konuda maalesef gençler için ikna edici de olamıyorsunuz bu bir gerçek.Gençleri niçin etkileyemiyoruz diyen her faaliyet bu konuda kendini kontrol etmelidir çünkü gençleri etkileyemiyorsanız geleceğinizi sınırlandırmış ve kendinize bir ömür biçmişsiniz demektir. Gençler sorgulamayı sever ve sorgulamalılar da çünkü gerçek ve büyük fikirleri kendilerine verilenleri olduğu gibi kabullenenler değil ancak sorgulayabilen insanlar açığa çıkarabilir.