2009 yılında başlayan Çözüm Sürecinin başarıya ulaşabilmesi için atılan bütün adımlar ters tepmişti.
Bu sürecin haklılığı ve gerekliliği konusunda Türk milletini ikna etmesi için bir “Akil Adamlar” heyeti oluşturuldu.
Şarkıcı, türkücü, gazeteci, yazar, siyasetçi, akademisyen, oyuncu, tiyatrocu, sendikacı ve çeşitli meslek guruplarından oluşan 63 kişilik akiller heyeti şehir gezerek toplantılar düzenledi. Neredeyse gittikleri her şehirde olaylar çıktı. Çünkü bu sürecin yanlış olduğu, sonuçta Türk milletinin ve devletinin zarar göreceği tezini savunan ülkücüler, oturup akil adamlarla konuşmak bu konuyu masaya yatırmak istiyordu. Ama bu taleplerine sertlikle karşılık verilince çeşitli olaylar yaşanıyordu.
Sonuçta ülkücüler haklı çıkmıştı. Devletin iyi niyetini suiistimal eden dağdaki ve şehirdeki teröristler, sürecin devam ettiği dönemde asker, polis, korucu, öğretmen, mühendis, öğrenci, gazeteci ve işçi yüzlerce insanımızı şehit edince 2015 yılında bu süreç sonlandırıldı.
Türk devleti, güler yüzünü hak etmeyen vatan haini teröristlere karşı artık kaşlarını çatmıştı…
……
Osmanlı Türk devletinin zayıf düştüğü ve hasta adam olarak anıldığı 1800’lerin başından itibaren isyanlar çıkaran, her dönem başka başka yabancı devletlerin kucağına oturarak Türk milletine saldıran bu akılsız hain sürüsü hiçbir şefkati hak etmiyordu.
Abdurrahmanpaşa, Bedirhan, Şeyh Selim Şehabettin, Şeyh Sait, Resul ağa ve Seyit Rıza gibi hainlerin başını ezen genç Türkiye Cumhuriyeti, topraklarında konuşulan farklı yerel dilleri kültür zenginliği olarak kabul edip, her insanına eşit vatandaşlık hakkı tanıdı ve bu durumu anayasa ile güvence altına aldı.
Fakat gelin görün ki, geçmişte devlete başkaldıran hainlerin çocukları ve torunları rahat durmuyordu. Türk devleti için kurulan her hain oluşumun içinde bunlar yer alıyor, her ihanetin arkasından bunlar çıkıyordu.
Netekim (!), 1978’de kurulan ve 1980 ihtilalinden sonra kahpe saldırılarına hız veren kanlı terör örgütü pkk bu kesimin son ihanet örgütü oldu.
Ezilmişlikten, yoksulluktan, eşitlik ve özgürlükten bahseden kahpe terör örgütünün şehirlerdeki önde gelen mensuplarına baktığımızda, hepsinin oldukça zengin ve rahat hayat yaşadığını, sahil kentlerinde yazlık evlerinin olduğunu, son model arabalara bindiğini, çocuklarını kolejlerde okuttuklarını, yurtdışında üniversite eğitimi aldıklarını, siyaset, ticaret ve tarımda büyük kazançlar elde ettiklerini görmemek için kör olmamız gerekmektedir.
Bugün doğu ve güneydoğu kentlerindeki geri kalmışlığın sebebi, ruhunu ve beynini terör örgütüne kiralamış olan aşiret reisleri, sahte şeyhler, ağalar ve kıymeti kendinden menkul kanaat önderleridir. Çünkü bölgeye hizmet etmek, kalkındırmak, geliştirmek, zenginleştirmek için gönderilen öğretmen, öğrenci, mühendis, doktor, hemşire, ebe, eczacı, memur ve işçiyi katleden, okulları, iş makinalarını, köprüleri, araçları yakan, yıkan bu terör örgütüne bağlı teröristlerdir.
……
İşte şimdi hükümet tarafından yeni bir süreç başlatıldı. Terörsüz Türkiye adıyla başlayan süreç ile ilgili çalışmaları yürütmek üzere milletvekillerinden oluşan komisyona Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu adı verildi.
Gelinen noktada milletimizin bir kısmı bu yeni süreci desteklerken, bir kısmı da karşı çıkıyor…
Oysa ben bu yeni süreci destekliyorum, eğer terörsüz Türkiye’yi sağlayacak bu süreç kapsamında:
Suça bulaşmış, bulaşmamış kehanetine hiç girmeden, ister dağda ister şehirde yaşasın, terör örgütüyle bağlantısı kesinleşen herkes terörist ilan edilecek ve silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan indirimsiz hapis cezasına çarptırılacaksa,
Terör örgütünün elindeki bütün silahlar kriminal incelemeye tabi tutularak ve bütün faili meçhul cinayetler ortaya çıkarılacaksa,
Alçak terör örgütüyle bağlantısı ispatlanan siyasi partiler kapatılarak, bu partilerin çaycısından genel başkanına kadar tüm üyelerine ömür boyu seçme ve seçilme yasağı getirilecekse,
Terör örgütüyle bağlantısı kesinleşen bütün tüzel veya özel kişilerin mal varlıklarına el konulacak, bunların ticari faaliyetleri geriye doğru incelenerek temas ettikleri herkes cezalandırılacaksa,
Özellikle, örgüte terörist kazandıran kck yöneticileri toplumdan tamamen tercit edilecek şekilde ömür boyu ağır hapisle cezalandırılacaksa,
Bu kahpe terör örgütünün, uyuşturucu, sigara, tütün, silah, mühimmat, mülteci kaçakçılığı ağı çözülerek bu ağın içinde olan herkes en ağır şekilde cezalandırılacaksa,
Yine örgüt adına, korsan kitap, film, cd işi yapan bütün şehir teröristleri en ağır şekilde cezalandırılacaksa,
Resmi kurumlar, belediyeler, KİT’ler ve üniversitelerde görev yaptığı halde terör örgütü lehine yapılan gösteri, yürüyüş, miting vb. eylemlere katılanların tamamı ihraç edilip cezalandırılacaksa,
Bu süreçte Türk devletinin şefkatli kollarına sığınarak verilecek cezaya razı olmayı reddederek, kahpe kucaklarda oturmaya devam edecek teröristler G-3’ün namlusuyla karşılaşacaksa,
Süreci yürütmek için oluşturulan komisyona milletvekillerinin yanı sıra terörle mücadelede kolunu, bacağını, gözünü, kulağını ve diğer uzuvlarını kaybeden 25 kahraman gazimiz ile 25 şehit yakını üye olarak davet edilecekse,
Neden taraf olmayayım ki, zaten bir Türkçü olarak her zaman Türk milletinin menfaatlerinden taraf olduğum için bugün de süreçten tarafım.
İmam Hüseyin SAVAŞ
12 Ağustos 2025 / AYDIN