Cennet Tasavvurumuz

Bizler cennet denilen mükemmel bir âlemde yaratılmış ve ceza olarak bu dünya hayatına gönderilmiş bir anne ile babanın çocuklarıyız. Anne ve babamız bir insan için en mükemmel yerde belirli bir süre yaşamış ve kendilerine yasak kılınan bir yiyeceği (Hıristiyan kaynaklarında bu elma olarak belirtilir ancak İslam’da bu bilgi verilmemiştir) yemeleri sebebiyle meşakkat ve sıkıntının olduğu tabiri caizse bu dünya hapishanesine cezalarını çekmek üzere gönderilmişlerdir. Ancak daha sonra her ikisi de affedilmiştir. Kıyametin kopmasından ve mahşer günü hesaplar verildikten sonra tekrar cennete gireceklerdir. Âdem Aleyhisselam ve Havva annemizin yaratılışı, hayatları, İblis’in ve Meleklerin bu konuda yaşadıkları ayrıca bir başlık olarak bahsedilmesi gereken önemli konulardır. Ancak bugün burada bir Müslüman olarak nasıl bir cennete inanıyoruz bunun hakkında yazmak istiyorum.

İnsan bu dünya hayatında ne yaparsa yapsın tam manasıyla tatmin olmaz. Sürekli bir eksiklik bir tatminsizlik yüreğinin bir yerlerinde kendisini rahatsız edecektir. Ne kadar zengin olursa olsun, herhangi bir hastalık ya da rahatsızlığı olmasın, dünya nimetlerinin tamamı kendisinde bulunsun yinede mutlak manada bir mutluluk hissetmeyecektir. Hiçbir şey olmasa bile iki şey kendisini bunalıma sokmaya yetecektir. Yaşlanmak ve ölüm… Hiçbir insan bu iki durumdan kaçamaz. Ve bu iki durum herkes için kaçınılmazdır.

Ekran Alıntısı1

Tabi ki bunun yanında, hastalıklar, hırsızlıklar, darp, kazalar, kavgalar, yorgunluk, sakatlık, çalışmak, açlık, susuzluk, adilik, korkaklık, yalan vs olumsuz durumlar da insanlar için birer azaptan farksızdır. Her insan mutlak manada mutlu olmak için mücadele etmektedir. Ancak ne yazık ki bu dünyada bu mümkün değildir.

Ekran Alıntısı2

Bizler, cennette yaratılmış ve orada ancak Rabbimizin bildiği bir süre kalmış bir anne babanın çocuklarıyız. Onlardan gen yolu ile bu yaşantının kırıntıları bizlere de aktarılmıştır. Mutlak mutluluk… Mükemmel hayat… Ancak bu dünyada mümkün değil! Bizler cennete özel; cennet de bize özel olarak yaratılmıştır.

Özellikle sosyal medyanın büyük bir kitle tarafından kullanıldığı zamanımızda özellikle İslam’a yönelik saldırıların olduğunu görmemiz mümkündür. Ateist sayfalar adı altında açılan birçok hesap hedef olarak İslam’ı seçmiştir. Tabi ki bu hesapları irdelediğimizde genellikle arkasında Yahudiler çıkmaktadır. Normalde Allah inancı olan bir dinin Allah’a inanmayan bir ideolojiyi kullanması pek akıllıca görünmemektedir ancak bu sayfaların sadece İslam’ı hedef tahtasına oturtması arkasındaki asıl gayeyi bize göstermektedir.

Ekran Alıntısı3

Bu sayfalar normalde Allah var mı yok mu bu konuda paylaşım ya da şüphelerinin giderilmesine yönelik paylaşımlar yapması beklenirken tali meselelerle kendi amaçlarında farklı bir misyona bürünmektedirler. Ve ne yazık ki bunda da gayeleri doğruyu, hakikati bulmak değil diğer bir tabirle üzüm yemek değil bağcıyı dövmektir. Ne tür cevaplar verilirse verilsin kesinlikle kabul etmedikleri, her seferinde yeni ürünler ortaya koydukları proje sayfalar! Ancak ne yazık ki abdest almasını bile bilmeyen benim Müslüman’ım bu tür aldatmacaların peşine düşerek kendi inancını sarsabilmektedir ki projenin de asıl hedefi budur.

Bu konulardan biri de cennet ve cennet nimetleri ile ilgilidir. Allah’a inanmayan bir kimse için Allah’ın varlığı meselesi olan bu temel sorun çözülmeden bir dine ait bir konu hakkında verilecek her türlü cevabın o kişi açısından bir anlamı olmayacaktır. Çünkü bizler Allah’ın ve elçisinin bildirdiği bilgiler doğrultusunda cevaplar vermek zorundayız ancak bu kişi Allah’a inanmadığı için hepsi havada kalacaktır.

Allah, dünyada iken kendisine iman eden ve kendisinin emirleri doğrultusunda yaşayıp vefat eden Müslümanlar için cennet dediğimiz bir mükâfat âlemi yaratmıştır. Yaşlanmanın, ölümün, yaralanmanın, üzülmenin, yorulmanın, korkunun, üzüntünün, kederin, gamın, stresin, sıkıntının, hastalığın, depresyonun, aldatmanın, sadakatsizliğin, paranın, kıskançlığın vs. olmadığı bir yer.

Ekran Alıntısı4

Evlerin, bağ ve bahçelerin, giyim ve diğer eşyaların kişiye özel en seveceği ve zevk alacağı şekil, büyüklük ve renkte yaratıldığı hiçbir şeyin eskimediği, kırılmadığı, bozulmadığı ve çalınma riskinin olmadığı bir yer.

Ekran Alıntısı5

Irmakların, gölgeliklerin, serinliğin, göze hoş gelecek hayvanların olduğu; arkadaşlarla aile bireyleriyle bir araya gelinebileceği; önceki ve sonraki şahsiyetlere misafir olabileceğimiz ve onları da misafir edebileceğimiz bir mekân. Ciddiyetin hüküm sürdüğü, yerine göre uygun espritüel ortamların da olduğu neşeli, eğlenceli bir mekân.

Ekran Alıntısı6

Huzur ve sükûnetin hâkim olduğu bir yer. Meleklerin, gılmanların hizmetkârlık ettiği, kulağa hoş gelecek müzik ve namelerin duyulduğu bir yer. Boş sözlerin, hakaretin, küfür ve ahlaksız sözlerin olmadığı bir yer. Erkeklere Âdem as gibi bir cüssenin, Yusuf as gibi güzelliğin, Eyyub as gibi bir sabrın, Davud as gibi bir sesin ve Muhammed as gibi bir ahlakın verildiği bir mekân.

Ekran Alıntısı7

Evli olduğun eşinle tekrar bir araya gelebileceğin, bekâr ölmüş isen bekâr Müslüman kadınlarla evlenebileceğin bir mekân. Cennetlik kadınlar, hurilerin efendisi olup onlardan çok çok daha güzeldir. Huriler melekler gibi nurdan yaratılmışlardır. Sadece kendi sahiplerine ait ve sadece onlara âşık ve onlardan başka gözleri hiç kimseyi görmeyen cennet kızlarıdır. Daha önce onlara hiçbir erkek eli değmemiştir.

Herkesin cenneti farklıdır ve herkesin cennetinde olanlar kendisine aittir kimse kimsenin cennetine izinsiz giremez, izinsiz bir üzüm tanesi dahi alamaz. Müslümanlara 72 huri diye ateist sayfalarda alay mevzusu edilir. Bundan Allah’a sığınırız. Bu sayı belli bir rakamı ve özel durumu belirtmeye yönelik olup huri sayısı bu rakamın çok çok üstündedir. Bu Rabbimiz olan Allah’ın bir ikramıdır.

Cennette yeme, içme ve cinsel ilişki gibi durumlar vardır. Bundan daha tabii bir şey de olamaz. Ancak dünyadaki gibi bir ahlaksızlık, aldatma, sadakatsizlik vs. benzeri rezil durumlar asla söz konusu değildir.

Ekran Alıntısı8

Rahatsızlık verecek kokular, tuvalet gibi ihtiyaçlar mevcut değildir. Yenilen içilen her şey güzel kokulu terler şekilde vücuttan atılır. Dişler bembeyaz olup çürümesi gibi bir durum söz konusu değildir. Ağız kokusu, koltuk altı, etek bölgesi kokusu, rahatsızlık verecek kötü renkler ve başka kötü kokular yoktur.

İnsanı rahatsız edecek tüy ve benzeri şeyler de bedenimizde yoktur. Erkekler en yakışıklı kadınlar da en güzel hallerindedir. Müslümanlar 30’lu yaşlarda olacaklardır ve bu yaş ebedi olup yaşlanma gibi bir durum asla söz konusu değildir.

Cennette en büyük nimetlerden biri de Rû’yetullah dediğimiz Allah’ı görebilme nimetidir. Evet, cennetlikler Allah’ı görecektir. Yanlış anlaşılmasın cennette Allah’ı göreceğiz değil cennetlik olanlar Allah’ı görecektir. Bu görme nasıl olur bilmiyoruz ancak Rabbimizin muradı ve izni ile Âlemlerin Rabbi olan Allah’ı göreceğiz.

Ekran Alıntısı9

Bu ve aklımızın hayalimizin alamayacağı daha birçok nimet cennette biz Müminleri bekliyor olacaktır. Tekrar başa dönecek olursak. Allah’a iman etmeyen bir kişi için zaten bunlar anlamsız olacaktır. Biz Müslümanların iman ettiği cennet özet olarak budur. Vallahu âlem…