Adalet toplum olarak bizim en hassas yanımız aynı zamanda yumuşak karnımız tabii... Son yıllarda millet olarak yaşadığımız olaylar maalesef toplum olarak hepimizi çok derinden etkiledi. Halkın büyük çoğunluğunun desteğini alan meşru bir iktidar ve bu iktidara karşı daha küçük kalan meşru muhalefet gurupları derken bunların dışında ülkede zaman zaman darbe çığırtkanlığı yapan, darbe seven, maalesef en son darbeye kalkışan bazı aklı eveller de türedi. Bunun dışında zaman zaman meşru muhalefet içinden veya entellektüel çevrelerden, sanatçı ve yazarlardan da sokak olayları, hendek siyaseti, kaos planları gibi çağrılara uyanlar, bizzat bu çağrıları yapanlar, planlayanlar, destek verenler oldu. İçerdeki bu durumlarla beraber teröre dışardan verilen destek, sınırlarımıza dayatılan güvenlik tehtidi, içerideki terör uzantılarının gerçekleştirdiği patlamalar, terör faaliyetleri artık terör ve terör faaliyetlerine karşı devlet tarafından çok haklı, ciddi, ihtiyatlı, müsamahasız bir duruşun gelişmesine sebep oldu. Şimdi esas konumuz bu değil, esas konumuz adalet. Adalet bir gün hepimize lazım olacak bir kavram; " Dinsiz devlet yaşar, adaletsiz devlet yaşamaz" derler. Maalesef halkı dinlediğiniz zaman son zamanlarda sadece terör değil genel olarak adalet konusunda yakınmanın çok olduğunu görüyorsunuz. Suç tanımından, suç ceza dengesine, kanun önünde eşitlik ilkesi ihlali anlamında farklı kişilere farklı hukuk uygulamaları veya farklı yerlerde farklı hukuk uygulamalarına varan bir çok şikayet var. Mevcut hukuk uygulamalarında bu kadar yakınma ve sorun varsa buna sadece hukuk sorunudur deyip geçmek tabii ki zor, hukukun daha doğru işlemesinden siyaset te sorumlu olmalıdır hiç şüphesiz. Mevcut sorunlara karşı ülke olarak yaşadığımız olayları mazaret olarak görmek de pek doğru bir yaklaşım değil çünkü neticede hukuk hatalarının sonucunu da yine bu millet çekmektedir şüphesiz... İşte bunun için mağdur olan ve hak arayan herkesin hassasiyetle dinlenmesi ve hak arama yollarının açık olması tabii ve elzemdir. Dinlemekle kalmayıp haklı olan talepleri karşılayabilecek adımlara da geç kalmamak gerekir.Başta dedim ya! Adalet bizim yumuşak karnımızdır. Ancak bizi yumuşak karnımızdan vurmak isteyen, bu hassasiyetimizi kullanmak isteyen teröre terör, teröriste terörist, darbeciye darbeci diyemeyen, bu gözle bakamayanlar müstesna mevcut uygulamalara yapılacak her eleştiri bizim için değerli, önemli ve uyarıcı nitelikte sayılmalıdır. Karanlık gecede kara karınca ile kırmızı karıncanın hakkını ayırmaya çalışan bir hukuk anlayışına kavuşabilmemiz dileğiyle...