Siyaseti özellikle iktidar veya iktidara namzet siyasi partilerde koltuk ve mevkii kapabilme yarışı açısından ele aldığımızda teorik olarak olması gereken veya ideal olan anlamında ve gerçekte veya sahada olan anlamında ikiye ayırmamız gerekiyor aslında. Siyasi hareketlerin bu konularda muhakkak iyi kullanabildikleri bir ajandalarının olması gereklidir ki bu ajandalarını iyi kullanıyor olmalarını mevcut başarılarının bir göstergesi, gelecek başarılarının da bir teminatı olarak anlamamız mümkündür.
Şanlıurfa’ nın bu konuda iyi bir ajandasının olduğunu söylememiz maalesef mümkün değil . Çok fazla örnek var ama isim belirtmeden birkaç örnek verecek olursak ;
2007 Milletvekili seçimlerinde iktidar partisinin aday adaylık müracaat dosyalarının genel merkeze teslimatı esnasında orada idim. Şanlıurfa dışında ikamet ettiğini söyleyen bir genç arkadaşımızın dosyaları getiren arkadaşlara kendi aday adaylık başvurusunu son anda heyecanla getirdiğine şahitlik etmiştim ve genci bayağı heyecanlı bulmuştuk beraber olduğumuz arkadaşlarla. Adaylar açıklandığında o gencin ismini görememiştim adaylar arasında . Ancak daha sonra o genci şu an aktif olmayan ancak o zaman belli bir gurubun iktidara karşı projesi olarak kurduğu bir partide hem de aday olarak Urfa semalarında adının yazılı olduğu balonları uçururken görmüştüm. Bana ilginç ve kabul edilemez gelen her iki partinin biribirine olan karşıtlığı ve zıtlığı idi ki bir ay bile sürmeyecek bir zaman diliminde her iki partiden de adaylık başvurusu ve ikinci adresteki adaylıktı. Burada olduğunuz yerin demek ki bir önemi yoktu önemli olan şahsınızın sahnedeki varlığı idi ki böyle bir siyasetten bence hayır gelmezdi.
Toplumsal dayanağı açısından belki de tek olumlu verilere dayanan bir örnek olabilir; Belediye Başkanlığı aday adaylığında ismini iktidar partisinde göremeyen Belediye Başkan’ ımızın halen Şanlıurfa’ da bir demokrasi hareketi olarak hatırlanan ve oluşum şartlarına göre tasarımı iyi yapılmış bir propoganda ve değişik kesimlerden destekçıleri ile coşkulu bir şekilde bağımsız aday olduğunu da hep beraber yakın bir tarihte gördük. Ancak daha sonraki parti geçişlerinde bu kesimlerin ne kadar fikrinin alındığı konusu halen bir tartışma konusudur.
Yine yıllarca partisinde ciddi yerler işgal eden kişilerin aday gösterilmeyince hemen bağımsız aday olduklarına veya başka partilerde yer aldıklarına da çok şahit olduk. Aynı zamanda bağımsız seçilen adayların iktidar partisine geçtiklerine de zaman zaman şahit olduk. Hatta bir seçimde iki üç parti üzerinden siyasi girişimlerde bulunup siyaset sahnesinde varolmak isteyenleri de çok gördük. İşte bu örneklerdeki siyasetçi profili bu gün Şanlıurfa’ nın siyaset karnesini maalesef bu duruma getirmiştir ve ilimizde siyaset fikri bir mensubiyet duyarlılığından uzak algılanmaktadır
Bu örneklerin pek çoğunda ana sebep olarak feodalite etken iken güce ve güçlüye daha yakın olma isteği , gücün nimetlerinden istifade edebilme arzu ve çabası özellikle ön plana çıkıyor. Tabii bu arada siyasetin temel felsefesinde olması gereken fikre sadakat, adalet, eşitlik, hakkaniyet hak getire...Bu arada sizi seçen seçmenin oylarıyla o konumda olmanızdan dolayı seçmenin bu geçişlerdeki düşüncesini de sorma nezakati de lazım ama nerde... Maalesef her dönem değişen ve samimiyet aranmadan oluşturulan yönetimlerden dolayı bir önceki dönem parti yönetimlerinde veya üst kadrolarında olanlar bir sonraki dönem partilerine muhalif düşünebiliyorlar. Hatta daha ileri giderek partiye muhalif çalışabiliyor. Böyle bir hengamede samimiyetin derecesini ölçebilecek turnosol kağıdı olmayan siyasi parti merkezleri de maalesef yanlış tercihler yapmış olabiliyor. Bu tip bir siyasi kadrolaşma sonucu oluşan siyasi tablo malesef akraba kayırmacılığı, şahsi menfaatlerin takibi, haksızlık ve adaletsizlik olarak karşımıza çıkıyor. Aslında parti felsefesindeki fikri doğruları ve söylemleri tercih etmiş olan halk ise bu yanlışlıklara bile bile lades demiş oluyor ki sonuç yine seçmen açısından maalesef memnuniyetsizlik oluyor. Bu duruma örnek derseniz dönem dönem parti yönetimlerinde bulunan bazı kişilerin bazı siyasiler tarafından sahiplenilmiş bir önceki dönem partiye muhalif çalışmış kişiler olduğunu söyleyebilirim.
Fikri ve felsefi bir düşünce sisteminin savunucusu siyasi partiler kadrolarını kururken samimi kadrolar kurmaya dikkat etmelidirler. Siyaseti fikir ve fikirlerinin hayata geçirilişi olarak, halka ve hakka hizmet etmek olarak algılayan samimi kadrolar için siyasi hareketinin başarısı hergün yeni bir motivasyon, hergün yeniden şevkle çalışma azmi demektir. Tersi kadrolaşma durumlarında ise yani siyasi hereketin içine sızmış menfaat odaklı çevrelerin olması durumunda ise kendi önleri tıkandığında veya menfaatleri engellendiğinde siyasi hareketin başarısının bir önemi kalmaz ve maalesef hareketin içinde veya dışında yıkıcı bir siyasi muhalefet başlar...Kadrolar seçilirken diğer şartlara da bakılmalıdır mutlaka ama samimiyet en önde olmalıdır...