Atalarımızın bazı lafları ne kadarda yerinde, taşı gediğine koyuyor. Mesela Ateşe girmez şıh ABD’nin dış politikasına ne kadar uyuyor. Tam yerinde bir laf. Afrika’da muhalif guruplara destek veriyor, silahını politikasını satıyor, hiç ortalarda yok, ölen zavallı Afrikalılar, Yemende bulmuş Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri gibi kerizleri yine silahını, politikasını satıyor. Irakta, Libya’da öyle yaptı kendisine göbeğinden bağlı yönetimleri başa getirdi yine silahı ve emperyalist politikalarını sattı, satıyor. Suriye’de öyle buldu bizim gibi bir keriz, o ve Rusya yine silahlarını ve politikalarını satıyorlar. Bizde işin yoksa besle yedir, içir, giydir ve donat bu ülkesine hayrı olmayanları. İşin ilginci şu an Libya Kaddafiyi, Irak Saddamı arayıp bulamıyor. Çünkü bu iblisler o bölgelere öyle şeytani tohumlar attı ki, eskiden bir arada yaşayan arap, kürde, suni aleviye güvenmiyor, itimat etmiyor, kısacası taşlar yerinden oynadı, sular bulandı, öyle çabuk çabuk durulmaz gibi görünüyor.
Son olarak Rusya Ukranya savaşında, Ukranya’ya olmaz olmaz sözler verdiler, Ruslar ateşe başlayınca zavallılara öğütten başka bir şey vermediler. Belki savaş artıklarını ve eskilerini de gönderdiler ama savaş öncesi söylemlerinin çoğundan caydılar. Tabir yerinde ise çark ettiler, yaptırım martavalları falan yani, yine ateşe girmez şıhı oynadılar. Olan zavallı Ukranya ve bizim gibi Amerikanın sözüne inanan Avrupa’ya oldu. Avrupa göbeğinden Rusya’ya bağlı iken yaptırım blöfü Rusya’ya sökmedi. Öyle ya karşınızda Türkiye mi var gücünüz yetsin. Gözüne kurban Rusya’nın, vanaları kısmaya başlayınca, duyulmamış ve görülmemiş bir Avrupa feryadı başladı. Oh olsun…. Yaptırım neymiş görün, göründe ders alın, ateşe girmez şıhın sözüne bakıp ta, bir daha katırcının katırını ürkütmeyin.
Bu savaş Ukranya’yı derinden sarsmış, birçok bölgesini yerle bir etmiş, ağır zayiat vermiştir. Ukranya uzun yıllar bu savaşın bedelini ağır bir şekilde ödeyeceğe benziyor ve bu kışın Ukranya’da zor geçeceğe benziyor.
Ey Avrupa siz yatın kalkın her fırsatta düşürmeye uğraştığınız Tayyip Erdoğan’a dua edin. Eğer bizim Reis tahıl, hububat krizini çözmese idi, sizi birkaç başbakanın istifası da kurtarmazdı. O zaman halinizi görürdük. Belki de dünyayı derinden sarsacak bir kriz, bu sayede bertaraf edilmiştir. Hani diyor ya kahrolsun bu içimdeki insan sevgisi…
Her şey bir yana, doğruyu söylemek gerekirse Türkiye bu sefer “Ateşe girmez şıhın sözüne bakmayıp, her iki ülke ile ilişkilerini samimi bir şekilde sürdürmesi, her türlü takdirin üzerindedir. İçimizdeki birkaç kelaynak hariç, dünyanın takdirini kazanmıştır.
Baştan beri olduğu gibi, bakalım daha kaç ülkeyi karıştıracak, bulandıracak bu iblis “Ateşe girmez şıh’lar” umarım dünya bu olup bitenden ders alır, bu iblisleri bir gün taşlar. Kalın sağlık ve esenlikle…