Devletimiz padişahlıktan cumhuriyete geçtikten sonra demokrasi gereği düzenli olarak,
Yerel Seçimler,
Senato Seçimleri,
Milletvekili Genel Seçimleri ve
Cumhurbaşkanlığı Seçimleri yapılmıştır…
… İşte yine bir seçim arifesindeyiz;
Türkiye Cumhuriyetinin yirmi sekizinci dönem milletvekillerini ve on üçüncü Cumhurbaşkanını seçmek üzere 14 Mayıs 2023 Pazar günü sandık başına gidiyoruz.
Son kırk yılda dünyada ve Türkiye’de çok şey değişti sadece siyasi partilerin propaganda usulleri değişmedi…
Trafiği aksatan, yolları kapatan, taşıma insanlarla düzenlenen mitingler dönemi artık bitmelidir.
Siyasi partilerin sokaklara, caddelere parti bayraklarını asma yarışları bitmelidir.
Siyasette hakaret, küfür, tehdit, şantaj ve argo konuşmalar bitmelidir.
Cumhurbaşkanı adayları, televizyon ekranlarından, sosyal medya ve video kanalları üzerinden birbirlerine sataşmadan sadece projelerini ve hizmetlerini anlatarak seçmenden oy istemelidir.
Aksi halde liderler arasında yaşanan bu gerginlik tabana da yansır ki, o zaman çakılacak bir kıvılcım (Allah korusun) büyük yangınlara sebep olur.
Tabi ki, her siyasi partinin kuruluş amacı iktidar olup, devleti yönetmek olduğu gibi her cumhurbaşkanı adayının da hedefi seçilip ülkeyi yönetmektir.
Bu amaca ulaşmak için çok çalışarak yüce Türk milletinin teveccühünü kazanmaları gerekir.
Ancak bunu yaparken nefret dili kullanılması Türk siyasetçilerine yakışmaz.
Adaylar birbirinden bahsederken;
….. kazanırsa, diktatörlük olur.
….. kazanırsa, ekonomik kriz olur.
….. kazanırsa, maaşlar ödenemez.
….. kazanırsa, ülke işgal edilir.
….. kazanırsa, tefecilerden borç alır.
….. kazanırsa, demokrasi biter.
Şeklinde bahsederse, bu ifadeler gerginliğe sebep olur…
Yüce Türk milleti ilk defa seçime gitmiyor. 1923’ten beri tam 27 defa milletvekili seçimi yapılmıştır.
Bu ülkede şimdiye kadar sağ partiler de yönetimi elinde bulundurdu, sol partilerde…
Bu yönetimlere ülkücülerin de ortak olduğu dönemler oldu…
Bu hafta sonu seçim olunca mevcut hükümet seçimi kaybedecek diye bir kural yoktur.
Ya da seçim olunca şu partinin veya bu partinin kazanacağına dair de bir garanti yoktur.
Türk devleti 5 bin yıllık tarihi olan köklü bir devlettir.
Bugüne kadar yüzlerce, han, kağan, padişah, başbakan, devlet başkanı, cumhurbaşkanı göreve gelmiş ve gitmiştir…
Hükümetler gelip geçicidir, baki olan Türk devletidir.
Türk devletinin oturmuş bir sistemi, töresi vardır. Bu töreyi bozmaya, devleti bölmeye, yıkmaya kimsenin gücü yetmez.
Böyle bir tehlike sezildiği anda, farklı siyasi görüşten olsalar bile Türk milleti birleşerek tek yumruk olur ve o ihanet odağının tepesine iner!
Türk töresini ve devlet geleneğini bozmaya yeltenenleri Türk milleti tarihin en derinliklerine gönderir.
Bugün meydanlarda konuşan, birbirlerini olmadık şekilde suçlayarak seçimden sonra hesap soracağını söyleyen siyasetçilere şöyle bir bakıyorum da;
Geçmişte neler konuşuldu neler… Ama bugüne kadar ülkemizde yargı önüne çıkan bir Cumhurbaşkanı da görmedim, Başbakan da görmedim…
Sadece birkaç bakanın yüce divanda yargılandığına şahitlik ettim.
Türk seçmeni olarak seçim sabahı mutlaka sandık başına gidip oyumuzu kullanmamız ve mümkünse akşam oy sayımına nezaret etmemiz birinci görevimizdir.
Sandık başındaki görevimizi yaparken veya oy kullanırken liderlerin sert üslubunun aksine çevremizdekilerle hoşgörü, sevgi ve saygı ölçülerinde iletişime geçmeliyiz.
Unutmayalım ki, o gün sandık başında karşılaşacağımız insanlar başka gezegenlerden ya da başka ülkelerden gelmemiştir...
Onlar bu ülkenin insanlarıdır,
Eğer bölücü değilse, eğer hain değilse,
Onlar yüce Türk milletinin birer ferdidir,
Onlar ya arkadaşımız, ya akrabamız, ya da komşumuzdur.
Seçimden sonra da onlarla yüz yüze bakacağız. Düğünlerinde oynayıp, taziyelerinde ağlayacağız…
Bu sebeple, Türk milletinin birliğini ve Türk devletinin bütünlüğünü bozmak isteyen bölücüler dışında kimseyi dışlamamalı ve herkesle kucaklaşabilmeliyiz.
14 Mayıs 2023 seçimlerinin şiddet ve nefretten uzak, gerçek bir demokrasi şöleni olması dileklerimle…